Esas No: 2021/3487
Karar No: 2022/6642
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3487 Esas 2022/6642 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı tarafından düzenlenen 122 adet faturanın 80 adedi davalıya satılmış ve teslim edilmiş mallara ilişkin iken, 40 adedi anlaşmaya ve ticari teamüllere aykırı olarak düzenlenmiş ve davacı tarafından iade edilmiştir. Davalı tarafından bu faturalara itiraz edilmemiştir. 2 adet faturanın vade farkından kaynaklandığı belirtilmiştir. Faturaların bedelinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edilmiştir. Davacı iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, takibe konu faturaları 3 bölümde değerlendirmiş ve vade farkı talebi için taraflar arasında yazılı bir sözleşme hükmü veya yerleşik bir uygulamanın olması gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Davacının vade farkına ilişkin alacak talebinin yerinde olmadığı, iade faturası düzenlenmesiyle borçtan kurtulunamayacağı belirtilmiştir. Davacının takibe konu ettiği 80 adet satış faturasının bedelinin ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddedilmesine karar verilmiştir. Davacının tüm temyiz itirazları reddedilerek karar onanmıştır. Kanun maddeleri: Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100) m. 360.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25.06.2020 tarih ve 2014/195 E. - 2020/172 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı tarafından 122 adet fatura düzenlendiğini, bu faturaların 80 adetini davalıya satılmış ve teslim edilmiş mallara ilişkin olduğunu, 40 adetinin davalı tarafından taraflar arasındaki anlaşmaya ve ticari teamüllere aykırı olarak düzenlenen ve davacı tarafından tekrar iade edilen faturalara ilişkin olduğunu, davalı tarafından bu faturalara itiraz edilmediğini, 2 adet faturanın ise vade farkı alacağından kaynaklandığını, söz konusu faturaların bedelinin ödenmemesi üzerine başlatılan takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazıyla birlikte davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, ancak davacının sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ifa etmediğini ve davalının alacaklarını şirket defter ve kayıtlarına işlemediğini belirterek, davanın reddini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; takibe konu faturaları 3 bölümde değerlendirmenin mümkün olduğu, faturalardan iki adedinin vade farkından kaynaklı 32.876,66 TL tutarlı faturalar olduğu, vade farkı talep edilebilmesi için taraflar arasında bu yönde yazılı bir sözleşme hükmü veya yerleşik bir uygulamanın olması gerektiği, somut olayda taraflar arasındaki sözleşmenin eki niteliğindeki fiyat formunda ödeme süresi 75 gün olarak belirlendiği, vade farkı ile ilgili olarak herhangi bir hüküm içermediği, taraflar arasında vade farkı ile ilgili olarak bir uygulama veya teamül bulunduğuna ilişkin herhangi bir iddia ve delil de bildirilmediği, davacının vade farkına ilişkin alacak talebinin yerinde olmadığı, davacı tarafından takibe konu edilen 64.751,64 TL tutarındaki 40 adet fatura, davalı tarafından çeşitli tarihlerde ciro
primi, tedarik zinciri primi ve fiyat farkı faturası olarak tahakkuk ettirilip davacının kendi defterlerine işlediği ancak daha sonra iade faturası düzenlediği alacak kalemlerine ilişkin olduğu, süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen ve ticari defterlere de işlenen faturadaki alacak miktarı kadar iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç olmadığı, bu nedenle davacının kendi defterlerine işlediği ve daha sonra iade faturası düzenlediği 40 adet fatura ile ilgili 64.751,64 TL alacak talebinin yerinde olmadığı, davacı tarafından takibe konu edilen 80 adet satış faturası fatura bedelinin ödenmiş olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın ve davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.