15. Ceza Dairesi 2016/4333 E. , 2017/5921 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : 1-Sanıklar ... ve ... haklarında, TCK’nın 158/1-d-f-son, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkûmiyet
2-Sanık ... hakkında, TCK’nın 158/1-d-f-son, 62, 52/2-4, 53 ve 58. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Hükmolunan ceza miktarına nazaran, sanık ... müdafinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla CMUK"un 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Metan şirketinin ortağı ve yetkilisi olan....’in, ...Otomotivin yetkilisi olan katılan ..."e üç adet trans mikser satın almak istediğini söylemesi nedeniyle yapılan görüşme neticesinde tarafların 435.000,00 TL karşılığında şifahi olarak anlaştıkları, bu kapsamda 50.000,00 TL peşin ödendikten sonra geri kalan miktar için katılanın yönlendirdiği .... Organize bölgesinde bulunan ....bankasından da 225.000,00 TL tutarında kredi çekileceği, 160.000,00 TL’nin ise araç tesliminde verileceğinin kararlaştırıldığı, sonrasında da sanığın birlikte hareket ettiği ..."un ortağı ve yetkilisi olduğu Reklam ve Ticaret Limited şirketi ile adı geçen banka şubesi arasında yapılan genel kredi ve teminat sözleşmesi sonucunda üç adet mikserli ticari araç alımı için 225.000,00 TL limitli kredi açıldığı, bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla .... şirketi yetkilileri ile sanıklar ... ve ..."un da imzaladıkları, belirtilen sözleşmede kredi teminatı olarak yukarıda açıklanan kefaletler yanında satın alınacak üç adet aracın banka lehine rehnedilmesi ile ....’de bulunan ve tapu siciline 18 pafta 10017 parsel numarası ile kayıtlı gayrimenkulün de ekspertiz değeri üzerinden banka lehine ilk dereceden istifade edecek şekilde ipotek edileceğinin öngörüldüğü, bankanın devrede olması ve kredinin açıldığını öğrenen katılan ...’in bu güven çerçevesinde bankaya genel garanti taahhütnamesini verdiği ve kredi tutarını bankadan tahsil etmeden satışa konu olan araçların proforma faturasını sanık ...’in şirketi adına düzenlediği, ayrıca banka lehine “Satılamaz” şerhi konulması için bildirimde bulunduğu, bunun üzerine araçların ..., ... ve ... plaka numaraları ile .... Reklam ve Ticaret Limited şirketi adına kaydedildiği ve mülkiyetlerin devredildiği, ancak sanıkların verdikleri ipotekte sorun çıkması üzerine krediyi iptal ettirdiklerinden sözleşmenin bozulduğu, bunun üzerine, diğer sanıklarla birlikte hareket eden sanıklardan İhsan’ın, muvazaalı şekilde icra takibi yaparak araçlar üzerine haciz koydurması nedeniyle araçların yediemin otoparkına çekildiği, bu şekilde sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
Sanıklar..... ve....’in aşamalardaki savunmalarında, kalan borçları için çek vermelerine rağmen katılan şirketin kendilerini kredi çekmeye zorladığını, üç araç için araçların üzerine rehin koydurulması dışında ayrıca banka tarafından gayrimenkul ipoteği istenildiğini, ancak gösterdikleri taşınmazda sorun çıkması ve prosedürün uzaması nedeniyle kredi çekmekten vazgeçtiklerini belirterek suçlamaları kabul etmemesi yanı sıra katılan ve ilgili banka yetkililerinin beyanlarından, sanıkların katılan tarafından bankaya yönlendirildiklerinin anlaşılması, yine ilgili bankanın yazılarında da, ilk etapta herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmaması üzerine kredi tahsisi yoluna gidildiğini, katılan tarafça gayrimenkul ipoteği ile birlikte kredi ödemesi yapılacağı ve tahsisi yapılan kredinin hesaplarına geçmesinden sonra araçların tescilinin sanıklara verilmesi gerektiği bilinmesine rağmen, henüz ödeme yapılmadan tescil işlemi yapılmasının katılan tarafın hatasından kaynaklandığının bildirilmesi ve banka yetkililerinin sanıklarla birlikte hareket ettiklerine dair iddia veya delilin de bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; adı geçen sanıkların alacakları araçlar için 50.000,00 TL peşinat verdikten sonra yönlendirildikleri bankadan kredi işlemleri için başvuru yapmaktan başka denetim imkânlarını ortadan kaldıracak herhangi bir hileli hareketlerinin bulunmamasına rağmen, araçlarının mülkiyetinin devredilmesi ile sözleşmeden vazgeçilmesine rağmen araçların iade edilmemesi ya da kalan paranın ödenmemesinin hukuki ihtilaf kapsamında kalması ve bu aşamadan sonra ... tarafından hileli şekilde icra takibi yapıldığı iddiasının önceden elde edilen menfaate ya da borca ilişkin olması yanı sıra ...’in sunduğu belgelerden aralarında ticari ilişkinin de bulunduğunu belirlenmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanıkların beraatları yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetlerine hükmolunması,
Kabule göre de;
1-TCK’nın 158/1-f-son maddesine göre adli para cezasının, aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel gün birim sayısı üzerinden belirlenip, artırım ve indirimlerin yapılmasından sonra elde edilen sonuç gün birim sayısının, 20-100 TL arasında tespit edilecek bir gün karşılığı para miktarı ile çarpılması suretiyle tayin edilmesi gerekirken, sanıkların elde ettiği menfaat miktarının 385.000,00 TL olduğunun kabul edilmesine rağmen, temel cezanın 38.500 gün yerine 5.000 gün olarak belirlenmesi,
2-Sanık ...’in adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan ilamdaki suçun elektrik hırsızlığı olduğu, hüküm tarihinden sonra bu suçun 6352 sayılı kanun ile değişik 5237 sayılı TCK"nın 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçuna dönüştüğü ve şartların gerçekleşmesi halinde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi seçeneğinin öngörüldüğü, dosyada yer alan ilamın incelenmesinde de, zararı tazmin ettiği anlaşılan sanığın sabıkasında görünen elektrik hırsızlığına ilişkin ilamın tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 13.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.