Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/723
Karar No: 2013/4351

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/723 Esas 2013/4351 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, tapu iptali ve tescil isteğiyle açılmıştır. Davacılar, miras bırakanları olan kişinin ölümünden sonra çekişme konusu taşınmazın başka bir kişiye satıldığını ve bu işlemin geçersiz olduğunu iddia etmişlerdir. Ancak, davalıların usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği ortaya çıkmıştır. Mahkeme, tarafların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için davet edilmeden hüküm veremeyeceği hukuki dinlenilme hakkına uygun olarak karar verilmesi gerektiğine karar vermiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının (HUMK) 27. maddesi (HUMK’nun 73. maddesi) ve Anayasanın 36. maddesi en temel yargısal hak olan hukuki dinlenilme hakkına dikkat edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Tebligat Kanunu ve Tüzük hükümleri şeklinde tebliğatın nasıl ve kimlere yapılacağı belirlenmiştir. Adres araştırması ve tespitinin yöntemi 7201 Sayılı Tebligat Kanununda belirtilmiştir. Tarafların tebliğ edilmesi, delillerin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Mahkeme, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmadığı için hüküm kurulamayacağına karar vermiş ve kararın bozulmasına hükmetmiştir. Kanunlar: H
1. Hukuk Dairesi         2013/723 E.  ,  2013/4351 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GEBZE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/03/2012
    NUMARASI : 2010/85-2012/109

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı E... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;                                      
    Dava,  tapu iptal ve tescil  isteğine ilişkin olup, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacıların, miras bırakanları L.. E.."ın çekişme konusu 170 parsel sayılı taşınmazdaki 148/2352 payının ölümünden sonra murise vekaleten davalı E.. tarafından diğer davalı T.."a satış yoluyla temlik edildiğini, yapılanan temlik işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
    Ne var ki, dava dilekçesinin,  davalı E.."a usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hemen belirtilmelidir ki, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.  
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasanın 27. maddesi (HUMK’nun 73. maddesi)   uluslararası sözleşmeler ve Anayasanın 36. maddesiyle en temel yargısal hak olarak kabul edilen hukuki dinlenilme hakkı gözetilerek, mahkeme, tarafları dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür.
    Öte yandan, tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı adres araştırması ve tespitin yöntemi 7201 Sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48 ve  devamı maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür.  
    Öncelikle, yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması asıldır. Değinilen işlemler nedeniyle tebligat bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usuli işlemdir. Tebliğ ile ilgili, Tebligat Kanunu ve Tüzük hükümleri şeklidir. Bu nedenle, tebligata ilişkin yasal hükümlerin gözden uzak tutulmaması ve uygulanması zorunludur. Kural olarak “tebligat” tebligat yapılacak kişiye bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı yasanın 3. maddesiyle eklenen  7201 sayılı Tebligat Kanununun  10/2 maddesinde ‘’ Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri bilinen en son adres olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.’’ aynı yasanın 5. maddesiyle eklenen Tebligat Kanununun 21/2 maddesinde "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."  Muhataba tebligat yapılamamışsa, tebliğ memuru bulabileceği adresleri araştırır, bulamazsa durumu muhtara onaylatmak suretiyle saptar,   tebliği çıkaran kuruluşa bildirir. İlgili kuruluş kişinin adresini resmi veya özel kurum ve dairelerden gerekli gördüklerinden araştırır. Buna rağmen, adres tespit edilemezse adres meçhul sayılarak ilanen tebligat kararı verilebilir. (Teb.K 28. md ) özetlenen ilkeler, yasal ve   yargısal uygulamalarla benimsenmiş öğretide de bu yönde görüşler ifade edilmiştir. (1.H.D.  29.09.2009 2009/ 4569-9393, 1. H.D. 22.03.2010 2010/ 1988-3235, HGK 20.09.1999 1-609/744 Baki Kuru HMU 2. cilt. 5. 1582, 1583)
    Taraf teşkilinin sağlanması Anayasanın 90/son maddesi delaletiyle AİHS’ nin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir.
    Somut olaya gelince; dava dilekçesinde davalı E.."ın adresinin yanlış yazıldığı ve bu adreste dava dilekçesinin, davalı E.."a tebliğinin yöntemine uygun olmadığı, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda davalı E.."a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden sonuca gidilmiş olduğu görülmektedir.Bunun sonucu olarak, davalı E.."ın eldeki davada savunma hakkını kullanamadığı ortadadır.
    Hal böyle olunca; usulüne uygun olarak dava dilekçesinin davalı E.."a tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra yanların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalı E.."ın temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden  ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.03.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi