Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/13282
Karar No: 2019/2215
Karar Tarihi: 04.03.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/13282 Esas 2019/2215 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2017/13282 E.  ,  2019/2215 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatı İle)
    DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR
    Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen ... plakalı aracın edinilmesinde davalının katkısı bulunmadığını, davaya konu 126 ada 7 parselde kayıtlı taşınmazı ise davacının davalıya devrettiğini, bu işlemin satış olarak gösterildiğini ancak aslında bu işlemin bağış olduğunu, karı koca arasında satış işleminin olmayacağını belirterek, ... plakalı araç ve 126 ada 7 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bugünkü değerlerine göre davacının %50 oranındaki katkısının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, dava değerini 10.000 TL olarak göstermiştir.
    Davalı ... ... vekili, davacının davaya konu taşınmazı davalıya sattığının doğru olduğunu, bu işlemin muvazaalı ve aslında bağış olduğu iddiasının doğru olmadığını, davalının evlilik birliği içinde davaya konu aracı aldığını, davacının dava konusu taşınmazı davalıya 2010 yılında parasını da alarak sattığını, davalının bu satış parasını yevmiye usulü çalışarak, babasından yardım alarak karşıladığını, davalının aracın ve taşınmazın edinilmesine katkısı olmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1. Davacının taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Davacının dava dilekçesinde yer alan, davaya konu taşınmazı 16.02.2010 tarihinde davalıya devrettiğine, devir işleminin davalının isteğiyle satış olarak gösterildiğine, aslında bu işlemin bağış olduğuna yönelik beyanına,dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacının davaya konu taşınmaza yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davacının araca yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 285. maddesine göre bağış (hibe), bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, mal varlığından bağışlanana karşılıksız olarak kazandırma yapması olarak tanımlanmıştır. Öğretide ise, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın, bağışlananın mal varlığında bir artış sağlamak, zenginleştirmek amacıyla mal varlığından belirli değerleri ona vermesi olarak tarif edilmiştir (Aydoğdu, Murat/Kahveci, Nalan: Türk Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, İzmir 2013, s. 344, Yavuz, Cevdet: Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 6. B., İstanbul 2002, s. 222). Her somut olayın özelliklerine göre, bağış iradesi açıkça ortaya konulabileceği gibi gizli (örtülü) şekilde de yapılabilir. Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz (TBK mad. 285/3).
    Evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmaları bağış olarak değerlendirilemez. Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esastır. Gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabaları, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmamalıdır.
    Bu açıklamalar nedeniyle, devredene ağır yükümlülük getiren kazandırmanın bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış amacını taşıyan davranış ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerekir.
    Bağışlamanın yukarıda açıklanan öğeleri gözetildiğinde, bir eşin diğer eşe ait bir malvarlığına yaptığı her katkının ya da kazandırmanın bağışlama olmayacağı kabul edilmektedir (Gümüş, M. Alper: 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre Borçlar Hukuku Özel Hükümler, C. 1, 3. B., İstanbul 2013, s. 205; Zeytin, Zafer:Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Tasfiyesi, 2.B., Ankara 2008, s. 144).
    Somut olaya gelince; eşler, 22.09.2002 tarihinde evlenmiş, 03.08.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad. 202/1). Tasfiyeye konu araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 17.03.2009 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad. 179).
    Mahkemece, aracın satış bedelinin davacı tarafından ödenerek davalı adına tescil edildiği, bu nedenle aracın davacı tarafından davalıya bağışlandığı kabul edilerek davacının araca yönelik talebi reddedilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Davacının davaya konu aracı davalıya bağışladığına ilişkin bir bilgi veya belge olmadığı gibi, bağışı gösteren davranış veya iradenin varlığı da dosya kapsamından anlaşılamadığına göre, davaya konu aracın, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde, davalı tarafından satın alınarak adına tescil edildiği dolayısıyla davacının bu araç üzerinde edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının araca yönelik temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı kararın 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davacının taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 04.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi