10. Hukuk Dairesi 2015/986 E. , 2016/5432 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalı hakkında yapılan tedavi giderlerinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 07.07.2009 tarihli iş kazasından sonra 16.07.2009 tarihinde vefat eden sigortalıya yapılan tedavi giderlerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine itirazın iptali davası olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı... Sigortası Kanununun 76/4. maddesidir.
1)Mahkemece, meydana gelen iş kazası nedeniyle...Asliye Ceza Mahkemesinde 2009/915 E. sayılı kesinleşmiş bir ceza davasının bulunduğu, ceza davasında kusurlu bulunarak mahkûm olan...nın iş kazasının gerçekleşmesinde etkileri olduğu belirlenen gerçek kişilerin ihlal ettikleri iş güvenliği kuralları ile ihlal sonucuna bağlanan şahsi kusur oranları ile işveren şirketin kusur oranları ayrı ayrı belirlenmeli, mahkemece ... İş Mahkemesinin 2010/419 E. sayılı tazminat davasının akıbeti araştırılarak, o davada alınan kusur raporları, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, zararlandırıcı sigorta olayındaki kusur oran ve aidiyetleri konusunda, kazanın meydana geldiği iş kolunda ve işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişilerden oluşa uygun kusur raporu alınması ve hâsıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
2)Kusur raporlarının, 5510 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasanın 77. ve ...vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme
uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır.
Somut olayda, davalı işyerinde kalıp ustası olarak çalışan sigortalının 2,5-3 metre yüksekliğinde kiriş tabanı üzerinde kalıp çakma işini yaptığı esnada 5x10 tabir edilen kalasa basmaması gerekirken basması nedeniyle tahtanın kayarak dengesini kaybetmesi sonucu beton zemine düşerek yaralanmış, daha sonra hastanede vefat etmiştir. Hükme esas alınan iş müfettişi raporunda işverene % 70, kazalıya % 30 kusur verilmiş ve mahkemece kusur raporu alınmaksızın idari aşamada alınan iş müfettişi raporunun hükme esas alınması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu gerçek zarar hesaplanmaksızın ilk peşin sermaye değerine göre karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 12.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.