Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15791
Karar No: 2013/4313
Karar Tarihi: 26.03.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/15791 Esas 2013/4313 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğiyle ilgili olarak 11 parsel sayılı taşınmazın davanın reddedilmesine, 17 parsel sayılı taşınmazda ise karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Yargıtay, imar uygulamasının kamusal bir idari karar olduğunu ve davalıların bu konuda bir katkısının olmadığını belirtmiştir. Ayrıca yasal ayrıcalıkların dışında, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) mülkiyeti ve tasarruf hakkı arza bağlıdır. İmar parselinde kalmış bir yapı işleminde, yapı sahibi kusursuz sayılmalıdır. Kanun maddeleri arasında 684, 6785, 1605, ve 3194 sayılı İmar Yasası'nın 18. maddeleri ile 2981 sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi yer almaktadır.
1. Hukuk Dairesi         2012/15791 E.  ,  2013/4313 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MALATYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/10/2011
    NUMARASI : 2005/433-2011/689

    Yanlar arasında birleştirilerek görülen elatmanın  önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece 11 parsel sayılı  taşınmaz bakımından  davanın  reddine, 17  parsel sayılı  taşınmaz  bakımından  hüküm  kurulmasına  yer  olmadığına, davalı  A..S.. hakkındaki davanın  ise     ise ölü kişi aleyhine  dava  açılamayacağı gerekçesiyle  davanın  reddine   ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından  yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;                                        
    Dava, imar parsellerine elatamının önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, 17 sayılı parsele  yönelik  dava  hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 11 sayılı  parselle  ilgili  davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1990 yılında imar uygulaması sonucu oluşan 11 parsel sayılı taşınmazın davacılarla birlikte  davalılardan D..Ç.. ve E..Ç.. ile dava dışı Malatya Belediyesi adlarına, yine imar uygulaması ile oluşan diğer çekişme konusu 17 parsel sayılı taşınmazın ise  müstakilen davacılar adlarına tescil  edildiği, yargılama sırasında 17 parsel sayılı taşınmazdaki yapıların  yıkılarak müdahaleye son verildiği, 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazdaki bir kısım binaların ise   Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından 04.12.2010 tarih 2119/2120 sayılı kararıyla koruma altına alındığı anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, imar uygulaması kamusal bir idari karara ve işleme dayalı olarak gerçekleştirildiğinden, başka bir deyişle, imar parselinin oluşumunda davalı tarafın bir  katkısı  bulunmadığından davalıların davanın açılmasına sebebiyet verdikleri kabul edilemez. Bu durumda, 17 parsel sayılı taşınmaz bakımından  konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına ve bu parseldeki taşkınlık imarla oluştuğundan davalı tarafa bir kusur izafe edilemeyeceğinden yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Keza, davadan önce öldüğü anlaşılan A.. S.. K.. hakkında verilen ret kararı da doğrudur.Davacıların  bu  yönlere  ilişkin  temyiz  itirazlarının  reddine .Davacıların öbür temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere, yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus Türk Medeni Kanunu"nun 684. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Ne var ki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı İmar Yasası"nın l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı,  üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı  sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 
    298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. 
    Somut olaya gelince, imardan önce davalılar S..A., M.. A.. ile K.. A.."nun  59, A.. E.. G..in ise 57 kadastral parsellerde kayıt maliki oldukları kendi mülkiyet alanlarına yaptıkları binalarının imar uygulaması sonucu 11 parsele taşkın hale geldiği sabittir. Bu durumda, öncelikle 11 parseldeki binalardan hangilerinin koruma altına alındığının yerinde keşif yapılarak tespit edilmesi, bilirkişilere bu binaların yerlerinin krokide işaretlettirilmesi, davacı parselindeki davalılara ait yapıların bedellerinin depo ettirilmesi, ondan sonra elatmanın önlenmesi isteğinin kabul edilmesi, koruma altındaki binalar bakımından yıkım isteği reddedilerek koruma altında olmayan yapılar bakımından yıkım kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların  temyiz itirazları  yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin  harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine, 26.03.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. 

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi