Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13394
Karar No: 2019/4923
Karar Tarihi: 15.04.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/13394 Esas 2019/4923 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/13394 E.  ,  2019/4923 K.

    "İçtihat Metni"

    ......
    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR

    Davacı, 17/10/2013 tarihinde kavanoz kapağı açmaya çalışırken kavanozun patladığını ve parmaklarının kesildiğini, ......giderek müdahale edilmesini istemiş ise de kesiğin derin olması nedeni ile müdahale edilemediğini, oradan ... Araştırma Hastanesine gittiğini, kanamayı durdurmak için parmaklarına ilk müdahale yapılıp kanama durdurulmaya çalışıldıktan sonra .. gidilerek orada eline dikiş atıldığını, müdahaleyi yapan doktorun elini plastik cerrahiye göstermesi gerektiğini ve tekrar gelmesini söyleyerek kendisini hastaneden gönderdiğini, iki gün sonra aynı hastanenin plastik cerrahi kısmına gittiğini buranın teknik donanımının yetersiz olduğunun söylenmesi üzerine, davacının ertesi gün daha donanımlı olduğu ve özel hastane olduğu için ilgilenileceğini düşünerek ..... gittiğini, burada ertesi gün ameliyata alınarak müdahale edildiğini, yapılan operasyon sonucu davacının parmağına ve tırnağına çengelli iğne takıldığını, sonraki süreçte yapılan ara kontrollerde tedavide bir sıkıntı olmadığı söylense de dikişlerin arasında parçaların görünmesi, elinin morarması ve koku yapması üzerine doktor ile görüştüğünde sabırlı olması gerektiğinin ifade edilerek kendisine karşı ilgisiz davranıldığını, davalı hastane doktorunun kendisini fizik tedaviye yönlendirdiğini, doktorun yönlendirmesi ile davacının .. fizik tedavi gördüğünü fakat fizik tedavinin sonuçsuz kaldığını, davacının sağ eli fonksiyonlarını yerine getiremez hale geldiğini, hastane giderlerinin sağlık güvencesinin olmaması nedeni ile zar zor karşılandığını, yaşadığı travma sonucu psikolojik sorunlar yaşadığını, elini kullanamadığından kalem tutamadığından işe kabul edilmediğini, davacının elindeki sakatlık nedeni ile kendini eksik hissettiğini belirterek, 20.000,00 TL manevi tazminatın yanlış müdahale tarihi olan 19/10/2013tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, şimdilik tedavi masrafı olarak 2.000,00 TL ile kazanç kaybı olarak 1.000,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminatın faturaların ödendiği tarih olan 22/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair ve sair haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı söz konusu olayda kusurunun bulunmadığını, zararın davacının ihmalkarlığı ve hatası sonucu doğduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir
    Mahkemece, .......raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, 18/12/2015 tarihli temyiz dilekçesinde, temyiz harç ve masrafları yönünden adli yardım talebinde bulunmuşlardır. 6100 sayılı HMK"nun 336 ve devamı maddeleri gereğince adli yardım talebi yargılamanın her aşamasında istenebildiğinden davacıların adli yardım talebi Dairemizce incelenmiş ve kabulüne karar verilmiştir.
    2-İşin esasının incelenmesinde de; Borçlar Kanununun vekâlet akdini düzenleyen 502 ve devamı maddeleri uyarınca davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır. Vekil, vekâlet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Vekil, özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurunda bile sorumludur. O nedenle, doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafif de olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktor, asgari düzeyde dahi olsa, bir tereddüt doğuran durumlarda bu tereddüdünü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmalı, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmalı ve en emin yol seçilmelidir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören doktor olan vekilden tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemek hakkına sahiptir. Gereken özeni göstermeyen vekil, TBK.nun 510/1. maddesi hükmü uyarınca vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Tıbbın gerek ve kurallarına uygun davranılmakla birlikte sonuç değişmemiş ise doktor sorumlu tutulmamalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir.
    Somut olayda, mahkemece, ...... Başkanlığından 26/06/2015 tarihli rapor alınmıştır. ..... raporunda sonuç olarak;" davacının 17.10.2012 tarihinde elinin camla kesilmesi suretiyle ev kazası geçirdiği, çeşitli hastanelere başvurduğu, 20.10.2012 tarihinde ...."ne başvurduğu, 2.-3. parmak volar yüzde kesi tespit edildiği, 3. parmakta fleksiyon gözlenmediğinin kayıtlı bulunduğu, kişiye genel anestezi altında fleksör tendon tamirinin tıp kurallarına uygun olarak yapılıp alçı atel ve tırnağa takılan çengelli iğne ve bant yardımı ile parmağın fleksiyonda tutulmasının sağlandığının kayıtlı bulunduğu, takiplerinin düzgün yapıldığı, 10 gün sonra kontrole çağırıldığı, ancak beyanlara göre kontrollere gitmediğinin, dosya içeriğinden başka hastaneye gittiğinin anlaşıldığı, el fleksör tendonlarının tamiri yapıldıktan sonra el sırtına hafif fleksiyonda atel yapılması, tamir edilen parmağa ait fleksör tendonu fleksiyonda tutmak için cansız tırnaktan dikiş materyali geçirilerek çengelli iğne ile volar el bilek seviyesinde sargı bezi ile tutturulup tamir edilen fleksör tendonun istirahat konumuna alınarak klasik rehabilitasyona (fizik tedavi) başlaması, alçının 3. haftada çıkarılıp tırnağa geçirilen bant 6-8 hafta kalmak üzere 8-10 hafta kadar süreyle rehabilitasyona (fizik tedavi) tabi tutulması gerektiği, klasik tedavi algortimasının uygulandığı takdirde tama yakın parmak fonksiyonu elde edilebileceğine dair bilginin tıbbi literatürde mevcut olduğu, tedaviye ve ilgili kurumun kontrol direktiflerine riayet etmediğinin dosya içeriğinden anlaşıldığından; tedavi kurumuna ve kurumdaki ilgili doktorlara, kişinin 17.10.2012 tarihinde elinin camla kesilmesi neticesinde meydana geldiği bildirilen arızası sonucu 20.10.2012 tarihinde gerçekleşen operasyon nedeniyle nedeniyle atfedilecek bir kusur bulunmadığı", mütalaa olunmuştur.
    Mahkemece, ... raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki ..... raporunda, davacının tedaviye ve ilgili kurumun direktiflerine riayet etmediğinin dosya içeriğinden anlaşıldığı belirtilmiş ise de; bu sonuçlara hangi gerekçelerle varıldığı açıklanmamıştır. Yine, .... raporunda yapılan tedavinin uygun olup olmadığı, tıbbi gerekliliklere göre hareket edilipedilmediği, davalıların ihmal yahut hatalarının bulunup bulunmadığı açıklanmamış olup .... raporu bu haliyle ayrıntılı bilgi vermekten uzaktır ve soyut ifadeler içermektedir.
    Hâl böyle olunca bu rapora itibar edilerek hüküm kurulamaz. O halde mahkemece, ameliyat sonrasında davacının eli ile ilgili şikayetlerin davalının ve doktorun hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davacının iddiaları ve özellikle davacının bilirkişi raporlarına yaptığı itirazlar da değerlendirilip tartışılmak üzere üniversite öğretim üyelerinden oluşturulacak, konusunda uzman, akademik kariyere sahip yeni bir 3 kişilik bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilerek, davalıların açıklanan hukuki konum ve sorumlulukları, dosyada mevcut delillerle birlikte bir bütün olarak değerlendirilip, tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalıların sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hata bulunup bulunmadığını gösteren, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, değinilen bu yönler gözardı edilerek eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
    3-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının adli yardım taleplerinin kabulüne, 2.bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 3. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    ......

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi