Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1360
Karar No: 2015/1369
Karar Tarihi: 28.04.2015

Hırsızlık - işyeri ve konut dokunulmazlığını ihlal - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/1360 Esas 2015/1369 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir hırsızlık davasında çocuğun mala zarar verme suçlarından mahkum olduğuna, işyeri ve konut dokunulmazlığını ihlal ettiğine ve müştekilere yönelik hırsızlık suçu işlediğine karar verilmiştir. Çocuk için 5219 sayılı Kanunun 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK'un 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizi olanaklı olmadığından temyiz isteği reddedilmiştir. Ancak çocuk hakkında diğer suçlardan verilen hükümler bozulmuştur. Yargılama sırasında suça sürüklenen çocukun psikiyatrist doktor tarafından incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, müştekilere yönelik hırsızlık suçları nedeniyle çocuk hakkında verilen hükümlerin de 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106. maddesinin 4. fıkrasına göre düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 5219 sayılı Kanunun 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK'un 305/1. maddesi
- TCK'nın 116/2-4 ve 31/2. maddeleri
- TCK'nın 142/1-b ve 31/2. maddeleri
- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106.
17. Ceza Dairesi         2015/1360 E.  ,  2015/1369 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık, işyeri ve konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
    I-Suça sürüklenen çocuk hakkında müştekiler ..., ..., ... ve ..."a yönelik mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
    Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre; 21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK"un 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizi olanaklı olmadığından suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
    II-Suça sürüklenen çocuk hakkında müştekiler ..., ... ve ..."a yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal suçları ile müşteki ..."e yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
    Suça sürüklenen çocuğun müştekiler ..., ... ve ..."a yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından eylemine uyan TCK nın 116/2-4 ve 31/2. maddeleri ile müşteki ..."e yönelik hırsızlık suçundan eylemine uyan TCK nın 142/1-b ve 31/2. maddelerinde yazılı bulunan atılı suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasanın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 4 yıllık asli zamanaşımı süresinin karar tarihi olan 8.6.2010 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi gereğince AYRI AYRI DÜŞMESİNE,
    III-Suça sürüklenen çocuk hakkında müşteki ..."a yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
    Oturumların kapalı yapıldığının ve suça sürüklenen çocuğun müdafii ile temsil olunduğunun anlaşılması karşısında, gerekçeli karar başlığına yargılamaya çocuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığının belirtilmemiş olması mahallinde giderilebilir eksiklik olarak kabul edilmiştir.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
    IV-Suça sürüklenen çocuk hakkında müşteki ..."a yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
    Oturumların kapalı yapıldığının ve suça sürüklenen çocuğun müdafii ile temsil olunduğunun anlaşılması karşısında, gerekçeli karar başlığına yargılamaya çocuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığının belirtilmemiş olması mahallinde giderilebilir eksiklik olarak kabul edilmiştir.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106. maddesinin 4. fıkrasına göre suça sürüklenen çocuk hakkında neticeten hükmedilen TCK nın 50/1-c maddesinde yazılı bulunan seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde kısa süreli hapis cezasının hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ""seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde kısa süreli hapis cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına"" ilişkin bölümün çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    V-Suça sürüklenen çocuk hakkında müştekiler ..., ... ve ..."a yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
    Oturumların kapalı yapıldığının ve suça sürüklenen çocuğun müdafii ile temsil olunduğunun anlaşılması karşısında, gerekçeli karar başlığına yargılamaya çocuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığının belirtilmemiş olması mahallinde giderilebilir eksiklik olarak kabul edilmiştir.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1-Suç işlediği tarihte TCK’nun 31/2. maddesi kapsamında bulunan suça sürüklenen çocuğun, işlediği suçun anlam ve sonuçlarını algılama ve bu suçla ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğine sahip olup olmadığının belirlenmesi açısından, Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/4. maddesi gereğince, adlî tıp uzmanı, psikiyatrist ya da zorunluluk hâlinde uzman hekimden görüş alınması gerektiğinin bildirilmesi karşısında, İznik ilçesinde psikiyatrist doktor olup olmadığı yada zorunluluk hali belirtilmeden anılan incelemenin çocuk sağlığı uzmanına yaptırılarak “yapılan muayenede bilincin yerinde olduğunu ve yapılan hareketin kasıtlı olduğu tespit edilmiştir” şeklinde mütalaası ile yetinilerek karar verilmesi,
    2-Suça sürüklenen çocuk hakkında müştekiler ... ve ..."a yönelik eylemleri nedeniyle hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesine aykırı olarak aynı Kanun"un 168. maddesinin, 31/2. maddesinden önce uygulanması suretiyle yazılı şekilde karar tesisi,
    3-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106. maddesinin 4. fıkrasına göre müştekilere yönelik hırsızlık suçları nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında neticeten hükmedilen TCK nın 50/1-c maddesinde yazılı bulunan seçenek yaptırımların gereklerinin yerine getirilmemesi halinde kısa süreli hapis cezasının hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 28.04.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi