17. Hukuk Dairesi 2015/11647 E. , 2017/12300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkili ..."in işleteni ve sürücüsü olduğu, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortalı aracın kazasında araç içinde bulunan ..."in öldüğünü, ..., ... ve ..."ün yaralandığını açıklayıp 5.000,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatı ile ..., ... ve ... için 2.000,00"er TL iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ... için 7.890,47-TL; ... için 8.611,43-TL; ... için 105.154,00-TL"nin kaza tarihi olan 10/01/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, ... yönünden talebin feragat nedeniyle reddine, tedavi giderleri yönünden talep bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı vekilinin, davacı ... yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-Dava, trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A-1.maddesindeki, “Sigortacı, bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi
sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde düzenlemesi karşısında, araç işleteni olan (sigortalı) davacı ..."in, kendisinin üçüncü kişilere karşı hukuki sorumluluğunu teminat altına alan davalı ... şirketinden tazminat talep hakkı bulunmayıp davacı ..."in davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin, diğer davacılar yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
3-Mahkemece hükme esas alınan aktüer raporuna davalı tarafça ayrıntılı itiraz edilmiş ve özellikle de davacı ... yönünden yapılan tazminat hesabına yönelik itiraz edilmiş ise de bilirkişiden alınan ek rapor ile hata ile davalının itirazlarının iş göremezlik tazminatı yönünden değil de destekten yoksun kalma tazminatı yönünden incelendiği anlaşılmıştır.
Aktüer raporunun incelenmesinde davacı ... yönünden yapılan hesaplamada;
Gerek öğretide ve gerekse uygulamada tazminat hesabında bir yıl 360 olarak kabul edilmekte ise de bu hesaplama tarzı ayların fiili sayılarına göre değil, her ayın 30 gün olarak kabul edilmiş olması esasına dayanmaktadır. Bu nedenle mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bir ayın 31 gün ve bir yılın 365 gün olarak esas alınması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Yine aktüer raporunda, geçmiş dönem hesabında her bir dönem gelirine üç kez %10 oranında artırım, %10 oranında indirim uygulanması, raporun tanzim edildiği dönemde o yılın 2. dönem asgari ücret miktarının bilindiği halde raporun düzenlendiği tarihe denk gelen ilk dönem asgari ücret miktarının uygulanması, davacı ..."in bakiye hayat süresinin hesaplanması ve tazminatın başlangıcı yönünden mükerrer hesaplama olacak şekilde hesaplama yapılması, 2013 yılı 5 aylık dönemin hem geçmiş dönem hesabına hem de gelecek
dönem hesabında dahil edilerek mükerrer hesaplama yapılması doğru görülmemiştir.
Mahkemece davalının, destekten yoksun kalma tazminatı ve ... yönünden yapılan iş göremezlik hesabı yönünden itirazını da giderecek şekilde bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4-2918 sayılı KTK.’nun 99/1. ve ZMSS Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, sigorta şirketinin tazminatı ödeme yükümlülüğü kendisine riziko ihbarı yapıldıktan itibaren 8 işgünü sonunda başlar. Somut olayda, dosya kapsamından davalı ...Ş.’ye bu yönde bir müracaat olup olmadığı belli değildir. O halde mahkemece, davacı vekilinden usulüne uygun olarak başvurusu olup olmadığının sorulması, başvuru mevcutsa başvurunun tebliğine ilişkin belgesi istenip, ibraz edildiğinde tespit edilecek tarihe 8 iş günü eklenmek suretiyle bulunacak tarihten itibaren davalı ... şirketinin faizden sorumlu tutulması, başvuru yoksa en erken dava tarihinde temerrüde düşürüldüğünün kabulü ile, dava tarihinden itibaren faizden sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde olay tarihinin esas alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (1), (3), (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.