21. Hukuk Dairesi 2014/1431 E. , 2014/3547 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2013/621-2013/628
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı şirketin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, 12.12.1998 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanan sigortalının maddi manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 15.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve kayıtlardan; davacı sigortalının meydana gelen iş kazası neticesinde %18 oranında sürekli işgöremezliğe uğradığı, bu zararlandırıcı olayda kazalı davacının %25 oranında işveren davalının ise %75 oranında kusurunun bulunduğu, Mahkemece verilen 16.06.2010 tarihli ilk kararın Dairemizin 16.04.2012 tarih 2010/11427 Esas, 2012/6098 Karar sayılı kararı ile hükmedilen 20.000,00 TL miktarlı manevi tazminatın fazla olduğu gerekçesi ile.bozulduğu, Mahkemece Dairemizin ilgili bozma ilamına direnildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 29.05.2013 tarih 2012/21-1638 Esas, 2013-783 Karar sayılı kararı direnme kararının bozulduğu anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Olay tarihi, tarafların kusur durumu ile sigortalının maluliyet oranı dikkate alındığında hükmedilen 15.000,00 TL tutarlı manevi tazminat yine fazladır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 03/03/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.