Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6024
Karar No: 2012/1423
Karar Tarihi: 05.03.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/6024 Esas 2012/1423 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/6024 E.  ,  2012/1423 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.04.2011 gün ve 21/228 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, 23 parselden hükmen ifraz edilerek davalılar adına tescil edilen 370, 371, 372 ve 374 parsellerin ortak miras bırakan ...’dan kaldığını, uzun yıllar miras bırakan tarafından kullanıldığını, dava dışı ...tarafından açılan tespite itiraz davasına vekaletname vermek suretiyle müdahil olarak katıldıklarını, Kadastro Mahkemesi tarafından taşınmaz üzerinde mirasçıların kullandığı yerler belirlenerek diğer mirasçılar adına tesciline karar verilmesine karşılık, mirasçılardan ... ile ...adına tescil kararı verilmediğini açıklayarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle veraset belgesindeki payları oranında vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Bir kısım davalılar vekili ile davalılardan ..., ... ve ..., davanın yersiz olduğunu, vekil edeni ...’in iyi niyetli olarak taşınmazı annesinden satın ve devraldığını, taşınmazın 1950 yılında miras bırakan ...’ın sağlığında paylaştırıldığını, tespit tarihine kadar paylaşım şeklinin bozulmadığını, Kadastro Mahkemesi tarafından zemindeki kullanım durumları nazara alınarak ifrazen tescil kararı verildiğini, davacılardan ... payının eşi ... tarafından kullanılması nedeniyle bu kişi adına tescil edildiğini, ...payının da sit alanında kalması nedeniyle Hazine adına tescil edildiğini ve bu bölümlerin halen zeminde davacılar tarafından kullanıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece, taşınmazın ortak miras bırakan ...’dan kaldığı, mirasçılar arasında taksim edilmek suretiyle kullanıldığı, dava konusu taşınmazların Kadastro Mahkemesinin 11.10.1996 tarihinde kesinleşen ilamına istinaden davalılar adına tescil edildiği, taksim neticesinde mirasçılardan ..."a düşen taşınmaz bölümünün teknik bilirkişi raporunda E2 harfiyle gösterilen 5055 m2 yerin (367 parsel), davacı ...’a ait payın ise eşi ... tarafından kullanıldığı ve teknik bilirkişi raporunda E1 harfiyle gösterilen 2000 m2 yerin (366 parsel) sit koruma alanında kalması nedeniyle 23 parselden ifraz edilerek Hazine adına tescil edildiği, bu bölümlerin halen davacılar tarafından kullanıldığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu 370, 371, 372 ve 374 parsellerin öncesi 23 parsel olup 03.05.1974 tarih 3 sayılı tapu kaydının 18 ila 55 parselleri kapsadığı ancak taşınmazların kadimden beri Tiryakioğlu Ahmet varisleri tarafından kullanıldığı,taşınmazlardan 19 parselin Veli ve Mevci Uysal, 23 parselin ise ... tarafından tasarruf edildiği, taşınmazın Silifke Asliye Hukuk Mahkemesinin 1974/213 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu açıklanarak 12.05.1996 tarihinden önce ...adına tespit edilmiş, bilahare postaca tespit maliki düzeltilerek Hazine adına tespit edilmiş ve taşınmazın davalı olması nedeniyle kadastro tutanağı ilgili mahkemeye gönderilmiştir. Silifke Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dava dosyası Silifke Kadastro Mahkemesine gönderilmiş, Kadastro Mahkemesinin vermiş olduğu davanın reddine ilişkin ilk karar, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından , taşınmazın fiilen 40-50 yıldan fazla süre davaya müdahil olan kişiler tarafından kullanıldığı ve bu yönden yeterli araştırma yapılmadığına değinilerek bozulmuş, ..., ...ve müşterekleri vekili olduğunu bildiren Av...., davaya müdahil olarak katılmak suretiyle zeminde kullandıkları yerlerin vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak 23 parsel kapsamında kalan ve müdahiller tarafından kullanılan teknik bilirkişi raporunda; E5 harfiyle gösterilen bölümün ..., E8 harfiyle gösterilen bölümün ..., E9 harfiyle gösterilen bölümün ... ve E11 harfiyle gösterilen bölümün Sultan Gülerer adına, aynı raporda E1 harfiyle gösterilen 2000 m2 yer ..., E2 harfiyle gösterilen 5055 m2 yer ...tasarrufunda kullanılıyor ise de, anılan bölümlerin sit koruma alanında kalması ve zilyetlikle kazanılmasının mümkün bulunmaması nedeniyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hükmün, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından onanarak 11.10.1996 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuş, mirasçılardan Sultan Gülerer adına tescil edilen ve 374 parsel numarası alan taşınmaz, 04.09.2007 tarihinde satış yoluyla davalı ...’e devredilmiştir.
    Dava miras payına dayalı pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya kapsamına dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, dava konusu taşınmaz bölümünün 16.01.1982 tarihinde ölen ortak miras bırakan ...’dan kaldığı, 40-50 yıldan fazla süre miras bırakan ... tarafından tarım arazisi olarak kullanıldığı, sağlığında çocukları arasında paylaştırıldığı, taşınmazın fiilen taksim edildiği şekilde kullanıldığı, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin bozma ilamı ve Kadastro Mahkemesinin 11.10.1996 tarihinde kesinleşen ilamında fiili taksim ve kullanım durumunun açıklandığı, davacılardan ...’a düşen bölümün zeminde E1 ile gösterilen bölüm olup eşi Veysel Uysal tasarrufunda bulunduğu, diğer davacıların yakın miras bırakanı ...’a isabet eden yerin E2 harfiyle gösterilen bölüm olup bu yerlerin sit koruma alanında kalması nedeniyle 366 ve 367 parsel numarası verilerek Hazine adına tesciline karar verildiği, taşınmazların zeminde taksim edildiği şeklinde kullanıldığı, taksimin bozulduğu yönünde bir delil ileri sürülmediği, davacılara taksim sonucu düşen bölümlerin “Cennet-Cehennem Obruğu” koruma alanında kalması nedeniyle Hazine adına tescil edilmiş olmasının taksimin geçerliliğini etkilemeyeceği anlaşıldığına göre mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Ancak davacılar miras bırakanın eklemeli zilyetliğine dayanmışlar, Kadastro Mahkemesi dosyasında da taşınmazın 40-50 yıldan fazla süre ... tarafından kullanıldığı ve sağlığında 1950 ve 1970 yıllarında taksim edildiği açıklanmıştır. Bu açıklamalara göre, davacılar kadastro tespitinin yapıldığı 12.05.1976 tarihinden önceki eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanmaktadırlar. Davacılar tarafından tespit öncesi nedenlere dayanılarak istekte bulunulmuş, dava konusu parsellere ait Kadastro Mahkemesi hükmü 11.10.1996 tarihinde kesinleşmiştir. İncelenmekte olan bu dava ise, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. Maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmasından sonra 12.01.2009 tarihinde açılmıştır. Anılan maddedeki 10 yıllık hak düşürücü süre olumsuz dava koşulu olup, tüm def’i ve itirazlardan önce nazara alınır. Davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken olumsuz dava koşulu olan bu yön gözden kaçırılarak işin esasına girilip yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, hüküm redde ilişkin olup sonucu itibariyle doğru görülmüştür.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 89,25 TL"nin istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 05.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi