11. Ceza Dairesi 2017/7890 E. , 2020/3692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
I. Sanık ... hakkında 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında, sanık ... hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen hükümlere yönelik sanık ... müdafii ile sanık ...’in temyiz talebinin incelenmesi:
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümlerde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanık ... müdafii ile sanık ...’in temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan hükümlerin ONANMASINA,
II. Sanık ... hakkında 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan verilen hükme yönelik sanığın ve Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin incelenmesi:
Cumhuriyet savcısının 15.05.2013 tarihli hükmü, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 310/3. maddesi hükmüne göre 1 aylık süre içinde, 24.05.2013 tarihli dilekçe ile temyiz ettiği, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 tarihli, 2012/12-1332 Esas, 2013/316 sayılı kararında açıkça belirtiği üzere "şartlarının bulunmasına rağmen yerel mahkemece TCK’nin 58. maddesinin uygulanmasına karar verilmeyen (iddianamede uygulanmasının talep edilmesi veya talep edilmemiş ise ek savunma hakkı verilmiş olması ya da sabıka kaydının sanığa okunmuş olması şartıyla) ve aleyhe temyiz bulunan hallerde, Yargıtayca bu konunun 1412 sayılı CMUK’nin 322. maddesi uyarınca düzeltilerek onama konusu yapılması mümkün olduğundan, 14.08.2012 tarihli celsede sabıka kaydı yüzüne karşı okunan sanığın, Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2007/1096 Esas ve 2008/191 Karar sayılı ilamıyla cinsel taciz suçundan mahkum olduğu ve 01.08.2008 tarihinde infaz edilen 6 ay hapis cezasının, 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçu yönünden tekerrüre esas olduğunun ve sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına, "sanığın, Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2007/1096 Esas ve 2008/191 Karar sayılı, 6 ay hapis cezasına ilişkin hükümlülüğünün tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla, TCK"nin 58/6-7. maddeleri uyarınca verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III. Sanık ... hakkında 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme; sanıklar ... ve ... hakkında 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme; sanık ... hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen hükümlere yönelik sanıklar ..., ..., sanık ... müdafinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin incelenmesi:
Cumhuriyet savcısının 15.05.2013 tarihli hükmü, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 310/3. maddesi hükmüne göre 1 aylık süre içinde, 24.05.2013 tarihli dilekçe ile temyiz ettiği, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşılmakla tebliğnamedeki ret isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
I- Cansu Müzik Org. Tem. Tek. San Tic. Ltd. Şti"nin dönemler itibarıyla ortağı ve yetkilisi olan sanıklar hakkında 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; ticaret sicil kayıtlarına göre, sanık ...’ün şirketin kurucu ortağı ve 18.08.2009 tarihine kadar müdürü olarak görünmesine rağmen, sanık ...’ın, eski eşi olan Şengül’ün şirket işleri ile ilgilenmediğini, eşinden aldığı vekaletname ile tüm işlerin kendisi tarafından yürütüldüğünü beyan etmesi; 13.05.2010 tarihinde şirket hisselerini devralan sanık ...’nın şirketi temsil yetkisinin bulunmaması, 13.05.2010 tarihinde şirket müdürü seçilen sanık ...’ın soruşturma ifadesinde sanık ...’nın kâğıt üzerinde şirkete %1 hisse ile ortak olduğunu beyan etmesi, sanık ...’nın da, sanık ...’ın teklifi üzerine şirkete ortak olduğunu, şirketin ticari faaliyeti ile ilgisinin bulunmadığını savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi bakımından, suç konusu faturaları kullanan mükellef veya şirketler hakkında sahte fatura kullanma suçundan karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak, ilgili şirket yetkilileri veya mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının sorulup, açıldığının tespiti halinde, getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; ilgili vergi dairelerinden 2008, 2009 ve 2010 yıllarında Ba formu ile şirketten mal veya himzet aldığına dair bildirimde bulunan şirket veya mükellefler nezdinde yapılan karşıt incelemeler sonucu suç konusu faturaların ele geçirilip geçirilemediği sorularak, suç konusu faturalardan kanaat oluşturacak kadar asılları veya onaylı suretlerinin araştırılıp getirtilmesi; suç konusu faturalar sanıklara gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kabul etmedikleri takdirde yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların aidiyeti yönünden uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması; sanıkların ve şirketin banka hesapları ile ticaret odası kayıtları araştırılıp şirket adına iş ve işlemlerde bulunup bulunmadıklarının belirlenmesi, ortak veya müdür sıfatıyla şirketten bir maaş ya da pay alıp almadıklarının, şirketin banka hesaplarındaki paraların kimler tarafından çekildiğinin araştırılması; suç konusu faturaları kullanan şirket yetkilileri veya mükellefler tanık olarak dinlenilerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kinden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının sorulması, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile hükümler kurulması,
2- Kabule göre de;
Sanıklar ... ile ...’nın adli sicil kaydında görülen ilamların infaz işlemlerini gösterir onaylı suretleri getirtilerek her takvim yılı bakımından haklarında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmemesi,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., sanık ... müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. madesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
30.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.