Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/367
Karar No: 2021/569
Karar Tarihi: 18.05.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/367 Esas 2021/569 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/367 E.  ,  2021/569 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yargıtay 14. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

    1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 14. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
    2. Karar davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; muris ..."e ait veraset ilamına ilişkin ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.12.2007 tarihli ve 2007/2412 E., 2007/2622 K. sayılı kararında, mahkemece farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar verildiğini, muris ..."ün boşanmış ve çocuksuz olarak vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak ... ve müvekkilinin annesi ..."ın kaldığını, ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesince mirasçılar belirlenirken sadece ..."ün mirasçılarının belirlendiğini, müvekkilinin annesi ..."ın nüfus kayıtlarının detaylı olarak incelenmediğini, muris ..."ın bekar ve çocuksuz olarak vefat etmiş gibi kabul edilmesi nedeniyle müvekkilinin ½ oranda mirasçı olması gerekirken miras hakkından mahrum bırakıldığını, hatalı veraset ilamı ile murise ait hesaptan diğer mirasçılar tarafından 14.12.2007 tarihinde 156.641,25TL para çekildiğini, müvekkilinin bu tarih itibariyle 78.320.00TL zarara uğradığını, ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/239 E. sayılı dosyası ile mirasçılık belgesinin iptali davası açtığını ve ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/2412 E. sayılı dosyası ile verilen veraset ilamının iptal edildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/639 E. sayılı dosyası ile diğer mirasçılar aleyhine ketmi vereseye dayalı alacak davası açıldığını ve 78.320.00TL"nin davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verildiğini, bahsi geçen karar ... 32. İcra Dairesinin 2014/106 E. sayılı dosyası ile ilamlı icraya konu edilmiş ise de alacağın tahsili imkânına ulaşılamadığını, bunun yanı sıra 2007 yılından bu yana avukatlık ücretleri ve mahkeme harçlarının müvekkilinin zararlarını daha da arttırdığını, bu hâliyle ... 6. Sulh Mahkemesi hâkiminin Medeni Kanun hükümlerine açıkça aykırı karar vermiş olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)"nun 46. maddesi uyarınca hukuki sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte mahrum kalınan miras karşılığı 78.320,00TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, kararların yasal mevzuata uygun verildiğini, kararlarda kusur, kast ve hatanın bulunmadığını, HMK"nın 46. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Özel Daire Kararı:
    6. Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 07.11.2017 tarihli ve 2017/1 E., 2017/3 K. sayılı kararı ile;
    “…Davacı vekili 29.03.2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; muris ..."ün veraset ilamını almak için ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesi"ne müracatta bulunduğu ve mahkemece 10.12.2007 tarih ve 2007/2412 Esas 2007/2622 Karar sayılı kararıyla veraset ilamının sübutuna karar verildiğini, mahkemece kanuna aykırı olarak karar verildiğini, ..."ün boşanmış ve çocuksuz olarak vefat ettiğini, müvekkilinin annesi ..."ında vefat ettiğini, geride mirasçı olarak eşi ... ile müvekkili ..."nın kaldığını, ancak mahkemece ..."ün mirasçılarının detaylı bir şekilde belirlenmediğini, bunun soncunda müvekkili ..."nın 1/2 oranında mirasçı olması gerekirken miras haklarından mahrum bırakıldığını, maddi anlamda 14.12.2007 tarihi itibariyle net 78.320,00 TL zarara uğradığını, hatalı veraset ilamından sonra müvekkilinin ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2008/239 Esas sayılı dosyası ile verasetin iptali davası açtığını, bu dosyanın da 12.05.2010 tarihinde karara çıktığını ve kesinleştiğini, mirasçılık belgesinin iptal edildiğini, bu kararın kesinleşmesinden sonra ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/639 Esas sayılı dosyası ile 78.320,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verildiği, bunun üzerine ... 32. İcra Müdürlüğü"nün 2014/106 Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibine başlanıldığı, ancak borçluların herhangi bir mal varlıklarının olmadığından zararlarını karşılayacak menkul ve gayrimenkullere de ulaşamadıklarından dolayı bu alacağın davalılardan tahsil edilemediğini, müvekkilinin 2007 yılından bu güne kadar 10 yıldır mağduriyetinin söz konusu olduğunu, yine müvekkilinin hukuk mücadelesi, avukatlık ücretleri ve mahkeme harçları nedeniyle zararının daha da arttığını, HMK"nın 46. maddesinde yer alan şartlardan açık hükme aykırılık teşkil eden kararlardan dolayı hâkimin hukuki sorumluluğundan kaynaklanan zararın meydana geldiğini ve mahkeme hâkiminin veraset ilamını verirken mirasçıların tam ve eksiksiz tespit edip doğru bir şekilde karar vermesi gerekirken gerekli ve yeterli araştırmayı yapmayarak hatalı veraset ilamı vermesi sonucu kanuna aykırı hareket ettiğini, müvekkilinin toplam 78.320,00 TL miras alacağından mahrum kalarak zarara uğraması nedeniyle belirtilen maddi tazminatın 10.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davanın hukuki dayanağının bulunmadığını, reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca HMK"nın 49. maddesi uyarınca davacının disiplin para cezasına mahkum edilmesini talep etmiştir.
    İhbar olunan ..."a usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edildiği, ancak ihbar olunanın dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi göndermediği ve duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
    Davaya konu ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2007/2412 esas ve 2007/2622 karar sayılı dava dosyası, ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2007/2057 esas ve 2009/145 karar sayılı dava dosyası, ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2008/239 esas ve 2010/314 karar sayılı dava dosyası, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/639 esas ve 2013/235 karar sayılı dava dosyası ile ... 32. İcra Müdürlüğünün 2014/106 esas sayılı icra takip dosyaları celp edilerek dosya arasına getirtilmiş ve Dairemizce incelenmiştir.
    Dava, hâkimlerin hukuki sorumluluğu hukuksal nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Hâkimlerin hukuki sorumluluğu Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Yasa"da gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp; sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir.
    Mirasçılık belgesinin verilmesinde bir kısım mirasçıların kararda gösterilmemiş olması yanılgıya dayalı olup, kararın yanlış verildiğinin savunulması halinde kanun yolları düzenlenmiş bulunmaktadır. Yasada belirtilen " kanun hükmüne aykırı hüküm verilmiş olması" kapsamında değildir.
    Dava edilen talebin konusu, Hukuk Muhakemeleri Usulu Kanunda sınırlı sayıda yazılı sorumluluk gerektiren hususlardan olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 49 ncu maddesinde "...Dava esastan reddedilirse davacı 500,00 TL"den 5.000,00 TL"sine kadar disiplin para cezasına mahkum edilir..." hükmünü düzenlemiştir.
    Davacının davası esastan reddedildiğinden Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 49 ncu maddesi gereğince takdiren 500,00 TL disiplin para cezasına mahkum edilmiştir.
    HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
    1-Davacı vekilinin hâkimin hukuki sorumluluğu hukuksal nedenlere dayalı tazminat davasının koşulları oluşmadığından REDDİNE,
    2-6100 sayılı HMK"nun 49. maddesi gereğince takdiren 500,00.-TL disiplin para cezasının, davacıdan alınarak Hazineye verilmesine,
    3-Maktu 31,40 -TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.337,16.-TL"den düşümü ile kalan 1.305,76-TL"nin istek halinde davacıya iadesine,
    4-Avukatlık asgari ücret tarifesinin 10/3 maddesi gereğince 3.000,00-TL vekalet ücretinin, davacıdan alınıp kendisini vekil ile temsil eden davalı ... Hazinesine verilmesine,
    5-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6100 sayılı HMK"nun 333.maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmın davacıya iadesine…" karar verilmiştir.
    Kararın Temyizi:
    7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.

    II. ÖN SORUN
    8. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, davacının vekilinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına yönelik istemi ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.

    III. GEREKÇE
    Ön Sorun Yönünden:
    9. Ön sorun ile ilgili hususların açıklığa kavuşturulması açısından temyiz incelemesinde duruşma yapılmasına ilişkin yasal düzenlemelerin incelenmesi ve konunun adil yargılanma hakkı kapsamında irdelenmesi gereklidir.
    10. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrasında:
    "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." hükmü yer almaktadır.
    11. Anayasa’da adil yargılanma hakkının kapsamı düzenlenmediğinden bu hakkın kapsam ve içeriğinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesi çerçevesinde belirlenmesi gerekir. Anılan maddeye göre, "Herkes davasının medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir…"
    12. Anayasa’nın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” kenar başlıklı 141. maddesinin birinci fıkrası ise:
    "Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir." şeklindedir.
    13. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının temel unsurlarından birisi de Anayasa’nın 141. maddesinde düzenlenen yargılamanın açık ve duruşmalı yapılması ilkesidir. Yargılamanın açıklığı ilkesinin amacı adli mekanizmanın işleyişini kamu denetimine açarak yargılama faaliyetinin saydamlığını güvence altına almak ve yargılamada keyfiliği önlemektir. Bu yönüyle anılan ilke hukuk devletinin en önemli gerçekleştirme araçlarından birisini oluşturur. Ancak "Duruşmalı yargılama hakkı", her türlü yargılamanın mutlaka duruşmalı yapılması zorunluluğu anlamına gelmez. Adil yargılama ilkelerine uyulmak şartıyla usul ekonomisi ve iş yükünün azaltılması gibi amaçlarla bazı yargılamaların duruşmadan istisna tutulması ve duruşma yapılmaksızın karara bağlanması anayasal hakların ihlalini oluşturmaz. Özellikle ilk derece mahkemeleri önünde duruşmalı yargılama yapılıp karar verildikten sonra kanun yolu incelemesinin, tarafların iddia veya savunmaları yazılı olarak alındıktan sonra dosya üzerinden yapılması hâlinde adil yargılanma hakkının ihlalinden söz edilemez (Anayasa Mahkemesi, ... ve diğerleri, B. No: 2014/2678, 17.11.2016, § 36; ..., B. No: 2013/8049, 18.02.2016, § 80; ... İnşaat Turizm Gıda Sanayi ve Tic. Ltd. Şti, B. No: 2013/2370, 11.12.2014, § 23; ..., B. No: 2013/664, 17.9.2013, § 32).
    14. AİHS’nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında “aleni yargılama” hakkının tanınması, zorunlu olarak “sözlü yargılama” hakkını da içerir. Bununla birlikte AİHS’nin bu maddesinde yer alan söz konusu yükümlülük mutlak değildir (Anayasa Mahkemesi, ..., B. No: 2013/9748, 07.01.2016, § 44). Yargılamada, tarafların şüpheye yer vermeyecek şekilde bu haklarından vazgeçmesi ve kamu yararının sözlü yargılama yapılmasını gerekli kıldığı bir durumun bulunmaması hâlinde duruşma yapılmayabilir. Vazgeçmenin, açıkça veya zımnen yapılması mümkündür. Duruşma yapılmasına ilişkin talebin sürdürülmemesi ya da hiç ileri sürülmemesi, zımnen vazgeçmeye örnek gösterilebilir. Bunun yanında dava dosyası ve tarafların yazılı görüşleri temelinde yeterince çözülemeyen hukukî ve olgusal herhangi bir sorunla karşılaşılmaması örneğinde olduğu gibi yargılamanın istisnai koşulları da duruşma yapılmasını gerektirmeyebilir (... kararı, § 46). (Benzer yöndeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları için bkz. Blom/İsveç, B. No:28338/95, 14.3.2000; ...Turizm Taşımacılık Tekstil Gıda San ve Tic. Ltd. Şti/Türkiye ve diğer 7 başvuru, B. No:40988/06, 2.7.2013).
    15. AİHM ayrıca, özellikle inandırıcılık sorunu taşımayan, karmaşık olmayan veya olaylarla ilgili hiçbir tartışmanın bulunmadığı, oldukça teknik davalar ile mahkemelerin tarafların sunduğu görüşlere ve diğer belgelere dayanarak, adil ve makul bir biçimde karar verebilecekleri davalar için duruşma yapılmasının gerekli olmayabileceğini belirtmiştir (Jussila/Finlandiya, § 41, Döry/İsveç, B. No:28394/95, 12.11.2002, § 37, Mehmet Emin Şimşek/Türkiye, B. No: 5488/05, 28.2.2012, § 30, ... kararı, § 47).
    16. Temyiz yolunda, hüküm mahkemesinin kararı sadece hukuka uygunluk bakımından inceleme konusu yapılabilir. Yargıtay, istinaf mahkemesi gibi, bir vakıa, tahkikat ve yargılama mahkemesi değildir. Temyiz yolunda, hüküm mahkemesinin kararı incelenerek, hüküm mahkemesine bildirilmiş olan vakıaların usulüne uygun biçimde incelenip incelenmediği, özellikle o vakıalara kanunların (hukukun) doğru uygulanıp uygulanmadığı kontrol edilir.
    17. Temyiz yolunda yeni vakıalar ileri sürülemez ve yeni deliller (ve belgeler) ibraz edilemez; yani, bu yeni vakıalar ve deliller (belgeler) Yargıtay tarafından inceleme konusu yapılamaz (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, ... 2001, cilt:V, s. 4498).
    18. Nitekim Anayasa Mahkemesi de bireysel başvuru yoluyla önüne gelen davalarda verdiği, ... ve diğerleri, B. No: 2014/2678, 17.11.2016; ..., B. No: 2013/8049, 18.02.2016; ..., B. No: 2013/9748, 07.01.2016; ... İnşaat Turizm Gıda Sanayi ve Tic. Ltd. Şti, B. No: 2013/2370, 11.12.2014; ..., B. No: 2013/664, 17.9.2013 kararlarında, başvurucuların duruşma talepleri bulunmasına rağmen dosya üzerinden inceleme yapılmasının adil yargılanma hakkının ve bu kapsamda aleni yargılama hakkının ihlali niteliğinde olduğu yönündeki başvurularının “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.
    19. Hukuk Genel Kurulunun çalışma düzeni gereği ağırlıklı işini oluşturan direnme kararlarının temyizinin duruşmalı yapılması önceleri olanaklı iken, HUMK"nın 438/2. maddesinde 16.07.1981 tarihli ve 2494 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile değişiklik yapılarak en az 47 kişi ile toplanabilen ve karar verebilen Kurulun çalışma düzenine duruşmanın uygun olmaması ve işlerin sürüncemede kalmaması amacıyla, direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağı hükmü getirilmiştir. HMK’nın Geçici 3. maddesi gereğince 20.07.2016 tarihinden önce verilen kararlar açısından bu hüküm hâlen uygulanmaktadır.
    20. Yukarıda yapılan açıklamalar ve özellikle temyiz yolunda yeni vakıa ve delillerin Yargıtay tarafından incelenemeyecek olması karşısında, duruşma isteminin reddi kararlarının hak ihlali olarak değerlendirilmesi mümkün görülmemektedir.
    21. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 22.11.2017 tarihli ve 2016/11-1239 E., 2017/1398 K., 22.11.2017 tarihli ve 2017/8-2835 E., 2017/1399 K., 17.09.2019 tarihli ve 2019/4-60 E., 2019/879 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
    22. Somut olayda dava, HMK"nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, karmaşık bir dava türü olmadığı gibi verilen karara karşı temyiz istemleri için taraflara başvuru olanağı tanınmış, temyiz dilekçesinin bir örneği cevap hakkı için karşı tarafa tebliğ edilmiştir.
    23. Hâkimlerin sorumluluğunu düzenleyen ve eldeki davanın dayanağı olan HMK"nın 46 ve devamı maddeleri gereğince, Dairelerin ilk derece mahkemesi sıfatıyla karar verdiği ve temyiz incelemesini Hukuk Genel Kurulunun yaptığı işlerde duruşmalı olarak temyiz incelemesi yapılacağı konusunda açık bir düzenleme yer almamaktadır. Ayrıca Yargıtay Kanunu’nda da bu işlerin temyizinin duruşmalı olarak inceleneceği konusunda açık bir hükme yer verilmemiştir.
    24. Şu durumda, Hukuk Genel Kurulunun ağırlıklı işini oluşturan direnme kararlarının dahi temyiz incelemelerinin açıklanan nedenlerle duruşmalı yapılamayacağı öngörülmüşken, diğer işlerinin duruşmalı yapılacağını kabule olanak verecek yasal bir düzenleme ve gereklilik bulunmadığı açıktır. Bu nedenle Hukuk Genel Kurulunun incelemesine tabi işlerde ayrık ve açık bir düzenleme olmadığı sürece duruşmalı inceleme yapılması olanaklı görülmemektedir.
    25. Bu nedenle davacı tarafın duruşma isteğinin reddine oy birliğiyle karar verildikten sonra işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
    Esas Yönünden:
    26. Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    27. HMK’nın 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
    a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
    b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
    c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
    ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
    d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
    e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması” düzenlemesi bulunmaktadır.
    28. Somut olayda HMK"nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
    29. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
    Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 18.05.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi