Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/16696
Karar No: 2022/940
Karar Tarihi: 01.02.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/16696 Esas 2022/940 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2021/16696 E.  ,  2022/940 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    I) Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/12/2009 tarihli ve 2008/500 E., 2009/798 K. sayılı ilamı uyarınca verilen cezanın TCK'nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçuna ilişkin olduğu, bahse konu suçun 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi uyarınca uzlaştırma kapsamına alındığı; ancak UYAP’tan yapılan incelemede mahkemenin 29/11/2018 tarihli ek kararı ile taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığının tespitine karar verildiğinin anlaşılması karşısında; tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
    II) Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Hakkında hırsızlık suçundan mahkumiyet kararı verilen sanık ...’ın 18/02/2016 tarihli dilekçesindeki anlatımından temyiz başvurusu ile birlikte eski hale getirme isteminde de bulunduğunun anlaşılmasına, eski hale getirme isteği hakkındaki karar verme yetkisinin, CMK'nın 42/1. maddesi uyarınca Yargıtay'ın ilgili dairesine ait olmasına göre, mahkemenin 22/02/2016 tarih 2014/249 Esas – 2015/1040 Karar sayılı ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
    Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.” hükmüne yer verildiği, Tebligat Kanunu'nun ''Tebligat Mazbatası'' başlıklı 23. maddesinin 7.bendinde; ''21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara müteallik muamelenin yapıldığının, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılmasının" emredildiği, “Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi” başlıklı Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesinin (f) bendinde ise; “30 uncu ve 31 inci maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının" hüküm altına alındığı görülmüştür.
    Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f bendi gereğince; tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün veya tebligatın, tebliğ evrakında belirtilen tarihten önce yapılamayacağının anlaşılması halinde Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır. Bu itibarla; Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliğinin 35. maddesi gereğince; muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır.
    Somut olayda, sanık ...’a yapılan gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; adresin sürekli kapalı olduğu belirtilerek mahalle muhtarına haber verilip, 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırılarak imzadan imtina eden komşusuna haber verilmiş ise de; sanığın adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel olan komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından adreste bulunmama nedeni öğrenilerek bu durumun tebliğ tutanağına yazılıp altına beyanda bulunan kişiye imzalatılması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumun tebliğ mazbatasına yazılarak tebliğ memuru tarafından imzalanması gerekirken bu hususların yerine getirilmediği dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve sanık ...’ın öğrenme üzerine temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    Tüm dosya içeriğine göre; katılan ...’da bulunan para dolu kutunun sanıklar ... ve ... tarafından çalındığı, olay günü ve öncesinde adı geçen sanıklarla işbirliği içinde olup suça iştirak eden üçüncü kişinin de sanık ...’ın fotoğraf üzerinden teşhis ettiği kendisiyle aynı dönem aynı yerde askerlik yaptığı tespit edilen sanık ... olduğunun iddia ve kabul edildiği somut olayda; sanık ...’in aşamalarda sanıkları tanımadığını ve Seydişehir’e hiç gitmediğini beyan ederek üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, sanık ...’in 14/01/2016 tarihli temyiz dilekçesinde; verdikleri ifadede bahsettikleri ...’ın 1990 doğumlu olmadığını ve fırıncılıkla ilgisi bulunmadığını belirttiği, katılan ...’ın da sanıklar .... ve ....’in yanında gördüğü kişinin ismini bilmediğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; katılan ... ve sanık ... ile sanık ...’ın aynı oturumda hazır edilerek, mümkün ise canlı teşhis yaptırılması, eğer bu mümkün değil ise sanık ...’in teşhise elverişli güncel fotoğrafları çektirilerek katılan ile sanık ...’e gösterilip teşhis yaptırılması; ayrıca sanık ...’in suç tarihinde kullandığı cep telefon numarası tespit edilip, suç tarihindeki kullanım bilgileri ve nereden sinyal verdiği belirlenerek yapılacak tüm araştırma ve inceleme sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 01/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi