Esas No: 2021/4928
Karar No: 2022/6693
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4928 Esas 2022/6693 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı banka, müşterisi olan davalının bonoya dayalı iki ayrı takibi başlatması üzerine davacı tarafından açılan davada, bütün yargılama sonucunda Mersin 1.İcra Müdürlüğü'nün 2014/10539 E sayılı dosyasından dolayı davacının davalıya 500.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Davalı banka temyiz kanun yoluna başvursa da HMK'nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince kararın onanmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri HMK'nın 370/1. ve 372. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 31.03.2021 tarih ve 2021/158 E. - 2021/276 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Mersin 1.İcra Müdürlüğü’nün 2014/10537 ve 2014/10539 esas sayılı takip dosyaları ile davalı tarafından davacı hakkında bonoya dayalı olarak iki ayrı takip başlatıldığını, Mersin 1.İcra Müdürlüğü’nün 2014/10539 esas sayılı takip dosyasında anapara alacağının 1.020.933,21 TL olduğunu, bu dosyada feragat ya da mahsup talebinin bulunmadığını, ancak her iki dosyanın da aynı kredi borcuna ilişkin olduğunu, davalı bankanın borç olunan miktarından fazla talepte bulunduğunu ileri sürerek, davacının her iki takipte asıl alacak tutarının 500.000,00 TL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine kötü niyetli tazminatı karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı şirketin davalı bankadan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi kullandığını, davacının anılan bu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığını, bonoların vadesinde ödenmediğini, icra takibi başlatılan her iki bononun borçlularının farklı olduğunu, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takipte bulunduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; davalının aynı kredi borcu için verilen senetlerden dolayı farklı icra dosyaları ile icra takibi yaptığı, davacının haciz tehdidi altında bulunması nedeniyle bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu, alınan bilirkişi raporlarında da davacı bankanın toplam alacağının 1.025.865,99 TL olduğu, davacının davasında haklı olduğu gerekçesi ile, davanın kabulü ile Mersin 1.İcra Müdürlüğü'nün 2014/10539 E sayılı dosyasından dolayı davacının davalıya 500.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı banka vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince HMK'nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 25.616,25 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,05/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.