8. Hukuk Dairesi 2011/4759 E. , 2012/1391 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ve müşterekleri ile Hazine ve Alembey Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Ordu 1. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 16.06.2009 gün ve 533/556 sayılı hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan Alembey Köyü Tüzel Kişiliği vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de;duruşma talebinin değer yönünden reddine karar verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılara ait bulunan Kırcalı Köyü 128, 130, 131,132 ve 133 parseller arasında bulunan taşınmazın kadastro çalışmalarında yol olarak paftasında gösterilmiş iken 27 yıl önce gerçekleşen heyelan ile kullanılmaz hale geldiğini ve davacıların taşınmazı fındık bahçesi haline getirip 29 yılı aşkın süredir kullanmakta olduklarını açıklayarak davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili 09.06.2011 tarihli yargılama oturumunda Tapu Kanununun 21. maddesi gereğince belediye sınırları içinde bulunup da kapanan yolların belediye adına tescil edileceğini açıklayarak Hazine yönünden husumet yokluğundan, davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi ise taşınmazın kadastroda yol olarak bırakılan yer olup küçük müdahale ile yeniden yol olarak kullanılabileceğinden esastan davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 22.04.2009 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 741,03 m2 yerin davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1, ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın dosya içinde bulunan pafta örneği ve komşu 128 parsele ait tapulama tutanağından 1958 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında paftasında yol olarak gösterildiği sabittir. Mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre taşınmaz paftasında yol olarak bırakıldıktan sonra uzun bir süre genel yol vasfı ile köylüler tarafından kullanılmış 25-30 yıl önce gerçekleşen heyelan nedeniyle yolun bir kısmında gerçekleşen kayma sonucu kullanılamaz hale gelmiş ve
bunun üzerine komşu parsel malikleri olan davacılar tarafından fındık bahçesi olarak kullanmaya başlanmıştır.
Dava konusu taşınmaza ait pafta ve teknik bilirkişi raporundan, A harfi ile gösterilen yolun davacılara ait 128, 130, 131, 132 ve 133 parsellerin yanı sıra 125, 126, 127 ve 129 sayılı parsel malikleri tarafından da kullanılması gereken yol olduğundan, aktif (kullanılır) yol niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Yolun hali hazırda fındık bahçesi haline getirilmiş olması sonuca etkilip olmayıp, heyalana uğramış ve teknik bilirkişi raporunda B ile gösterilen kısmının bakım ve onarımı ile kullanılmasının mümkün olduğu açıktır. Heyelan nedeniyle yolun bir kısmının kullanılamaz hale gelmiş olması, A harfi ile gösterilen yer ile devamı yolun yol vasfını ortadan kaldırmayacağından davanın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de; TMK.nun 713/3. maddesine göre, tescil davaları yasal hasım olan Hazine ve ilgisi yönünden diğer kamu tüzel kişilerine karşı açılmalıdır. Hazine yasal hasım olduğundan taraf sıfatı kamu düzenine ilişkin olup, temyiz bulunmasa da davalı köyün temyizi üzerine temyiz incelemesine konu olabilecektir. Hal böyle iken mahkemece yasal hasım olduğu dikkate alınmadan, husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile Hazine yönünden davanın reddine kararı vermek doğru olmadığı gibi, aynı şekilde yasal hasım olan Alembey Köyünün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmuş olması da doğru değildir. TMK.nun 713/1.fıkrası uyarınca açılan tescil davalarında, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri kanuni hasım durumunda olup, her türlü yargılama giderleri ile sorumlu tutulamazlar. Bu tür davalarda, eksik harcın davacılardan alınmasına, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nın Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.