2. Ceza Dairesi Esas No: 2020/16471 Karar No: 2020/10384 Karar Tarihi: 08.10.2020
Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/16471 Esas 2020/10384 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2020/16471 E. , 2020/10384 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekirken, somut olayda doğrudan sanığın MERNİS adresi ile aynı olan bilinen en son adresine Tebligat Kanunun 21/2. maddesine göre yapılan gerekçeli karar tebliği işleminin geçersiz olduğu, ayrıca sanığın 29/05/2019 tarihli dilekçesindeki anlatımından eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunduğunun anlaşılması ve eski hale getirme isteği hakkındaki karar verme yetkisinin, CMK"nın 42/1. maddesi uyarınca Yargıtay"ın ilgili dairesine ait olduğu ve sanığın öğrenme üzerine sunduğu 29/05/2019 tarihli dilekçesinin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında kurulan hükümde TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarının uygulanması hususunda bir karar verilmemişse de, anılan madde ve fıkrada belirtilen hak yoksunluklarının uygulanması hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olup, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA, 08/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.