10. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/26659 Karar No: 2016/5365 Karar Tarihi: 11.04.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/26659 Esas 2016/5365 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2014/26659 E. , 2016/5365 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücûan tazminata dayalı olarak davalıya karşı davacı Kurumca yapılan 5632,52 TL’nin tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile inkâr tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne takibin TL takibin 5.038,36 TL asıl alacak 268,29 TL işlemiş faizi ile devamına karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun, katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2014 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.890,00 TL olarak değiştirmiştir. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkâr) tazminatı, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının saptanmasında alacağın tamamının gözetilmesi; tümü dava konusu yapılan bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesi hükmü gereğidir. Somut olayda, davaya konu edilen takipte reddedilen kısmının 325,87 TL olduğu dikkate alındığında, reddedilen kısmın yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün değildir. Hâl böyle olunca, davacının temyiz dilekçesinin miktar itibariyle, kesinliği nedeniyle reddi gerekir. S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenle davacının temyiz dilekçesinin REDDİNE, 11.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.