8. Hukuk Dairesi 2012/166 E. , 2012/1379 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.03.2010 gün ve 987/137 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde; 244 nolu parselde vekil edeniyle davalının müşterek malik olduklarını, davalıyla vekil edeni arasında Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/388 Esas ve Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/466 Esas numaralı dosyalarıyla aralarındaki davaların devam ettiğini, sulh olduklarını ve 23.6.2005 tarihli sözleşmeyle davalının 3000 m2’lik taşınmazın ferağını vekil edenine vermeyi kabul ettiğini, anlaşmanın yapıldığı tarihte taşınmazın intikali yapılmadığı için intikalden sonra yapma sözü verdiğini, ancak, intikal yapılmasına karşın davalının 3000 m2’lik yeri vekil edenine vermediğini, tapuda gerekli intikali yapmadığını Bu nedenle davayı açmak zorunda kaldıklarını açıklayarak 244 nolu parselde davalı adına bulunan paydan 3000 m2’lik kısım bakımından paya ilişkin tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., açılan davanın yersiz olduğunu ve reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, “taraflar arasında yapılan 23.6.2005 tarihli sözleşmenin miras payının devri sözleşmesi niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle TMK.nun 677. maddesi uyarınca 3000 m2’lik yer bakımından davalının tapuda kayıtlı bulunan payı bakımından tapu kaydının kısmen iptaliyle, davacı ...adına tapuya tesciline” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasında yapılan 23.6.2005 tarihli adi yazılı sözleşmeden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 23.6.2005 tarihli sözleşmenin miras payının devri niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu 244 nolu parselin ...,...,..., ..., ... ve ... adlarına sırasıyla 5/182, 5/182, 86/182, 3/182 ve 83/182 paylar oranında adı geçenler adına tapuda kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Anlaşma başlığını taşıyan 23.6.2005 tarihli sözleşmede; “…taraflardan ... söz alarak murisim Bayro oğlu ...adına İncirli Köyü 244 parsel ile kayıtlı taşınmazda bana düşen hissenin 3000 m2’sini diğer mirasçı ...’ye verdim, bu parselde payıma düşen miras hissesinin 3000 m2’sinde herhangi bir hakkım kalmamıştır. İntikalden sonra söz konusu miktarı ...’ye tapuda devredeceğim, buna karşılık Pazarcık Asliye ve Sulh Hukuk Mahkemelerindeki davalardan karşılıklı vazgeçeceğiz. Bu şekilde anlaştık. Taraflardan ...; bende diğer mirasçı ...’nin 244 sayılı parselde miras hissesine düşen payın 3000 m2’lik kısmını tapuda ferağını intikalden sonra bana vermek üzere almayı kabul ettim. Buna karşılık aramızda devam eden Pazarcık Asliye ve Sulh Hukuk Mahkemesindeki davalardan karşılıklı vazgeçeceğiz bu şekilde anlaştık…” açıklaması yer almıştır. Görüldüğü gibi 23.6.2005 tarihli anlaşma belgesinde tarafların koşullu olarak anlaştıkları saptanmıştır. Muristen gelen taşınmaz mirasçılara intikal ettikten sonra davalının payına düşen taşınmazdan anlaşmada açıklanan 3000 m2’nin verileceği öngörülmüş ve buna bağlı olarak aralarındaki derdest davalardan vazgeçileceği konusunda anlaşmışlardır.
Dava dilekçesinde; Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/388 ve Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/466 Esas sayılı dava dosyalarından söz edildiği halde anlaşmada mahkemelerin isimlerinden bahsedilmiş ancak, yıl ve esasları belirtilmemiştir. Üzerinde anlaştıkları davaların dilekçede esas numaraları verilen dosyalar olup olmadığı konusunda bir duraksama söz konusudur. Öncelikle bu husus taraflara hatırlatılarak beyanlarının ve imzalarının alınması gerekmektedir. Bundan ayrı Pazarcık Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen 5.12.2011 tarih ve 1565 sayılı karşılık yazıları ekinde gönderilen tapu kaydında intikalin 17.8.2007 tarihinde yapıldığı görülmüştür. Bu intikalin anlaşmanın yapıldığı tarihten sonra olduğu bir gerçektir. Ancak, intikalin 23.6.2005 tarihli sözleşme esas alınarak yapılıp yapılmadığı ya da neye dayanılarak veya hükmen veyahut rızaen intikal görüp görmediği konusunda dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır. Bu nedenle mahkemece bu husus üzerinde durulması, intikalin neye dayanılarak yapıldığı konusunun Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, dayanak bilgi ve belgelerin getirtilerek dosya arasına konulması gerekmektedir. Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2002/388 Esas sayılı dosyanın dava tarihi 1994, Sulh Hukuk Mahkemesinde olduğu bildirilen 2005/466 Esas sayılı dosyanın dava tarihi ise anlaşmanın yapıldığı 23.6.2005 tarihinden sonra 10.10.2005 tarihinde açıldığı görülmektedir. Bu nedenle bu farklılıklar duraksamaya yol açmaktadır.
Bundan ayrı 23.6.2005 tarihli anlaşma belgesinin TMK.nun 677. maddesi kapsamında kalan miras payının devri niteliğinde olup olmadığı uyuşmazlık konusu oluşturmaktadır. Anlaşma metnine göre yapılan sözleşmenin TMK.nun 677.maddesi kapsamında yer alan miras payının devri sözleşmesi niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. İki kardeş arasında yapılan bir anlaşma olup, şarta bağlanmıştır. TMK.nun 676 ve 678. maddeleri kapsamında kalan bir sözleşme olmadığı da bir gerçektir. Ne var ki, 23.6.2005 tarihinden sonra sebebi anlaşılmamakla ve araştırılıp değerlendirilmeye muhtaç olmakla birlikte 17.8.2007 tarihinde tapuda yapılan intikalle söz konusu sözleşmenin bozulup bozulmadığı veya taraflarca sözleşmeden dönülüp dönülmediği, buna bağlı olarak sözleşmenin hukuki geçerliliğini koruyup korumadığı konusunun da yukarıda açıklanan araştırma ve incelemeler yapıldıktan sonra mahkemece değerlendirilmesi, elbirliği mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesine ilişkin dava dosyasıyla Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/388 Esas sayılı dava dosyalarının gözönünde bulundurulması, ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 01.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.