8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/4009 Karar No: 2012/1377 Karar Tarihi: 01.03.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/4009 Esas 2012/1377 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/4009 E. , 2012/1377 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Kırşehir Aile Mahkemesinden verilen 10.03.2011 gün ve 48/194 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... Öztürk vekili, evlilik birliği içinde edinilerek davalı eş ... adına tescil edilen taşınmazın muvazaalı olarak diğer davalı ...’e devredildiğini, vekil edeninin satışa rızası bulunmadığını, alıcı davalının da vekil edeninin kayınpederi-davalı eşin babası olup durumdan haberdar olduğunu ileri sürerek, 1083 ada 6 parselde 1 numaralı bağımsız bölümün davalı ... üzerindeki tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, nizalı taşınmazın vekil edeni ... tarafından satın alınarak oğlu diğer davalı ... adına tapuya tescil edildiğini, ancak bilahare diğer çocukları tarafından ayrım yapmakla itham edilmesi üzerine taşınmazın gerçek alıcısı davalı baba üzerine aktarıldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir Temyize konu dava, Borçlar Kanununun 18.maddesi uyarınca açılmış şahsi hakka dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. Davacı, şahsi hakkına dayanarak ileride açabileceği mal rejiminin tasfiyesi ile hak edebileceği alacağının tahsilini sağlamak amacıyla eldeki davayı açmış, tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tescile karar verilmesini istemiştir. Davacının böyle bir davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Muvazaa nedeniyle açılmış bulunan temyize konu davanın kanuni dayanağı BK.nun 18.maddesi olduğuna, davalılar arasında gerçekleştirildiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna göre, uyuşmazlığın çözüm yeri dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemelerdir. Görev kamu düzeni ile ilgili olduğundan iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözönünde bulundurulur. 6100 sayılı HMK.nun Geçici 1.maddesinde bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılan davaların açıldığı tarihte görevli olan mahkemelerce bakılmasına devam edileceği bildirildiğine göre, çekişme konusu taşınmazın dosya kapsamıyla belirlenen değeri itibariyle temyize konu tapu iptali ve tescile ilişkin davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirmeyle ve yazılı gerekçeyle davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 01.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.