Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/22480
Karar No: 2016/5352
Karar Tarihi: 11.04.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/22480 Esas 2016/5352 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/22480 E.  ,  2016/5352 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, 17.07.2007 tarihinde meydana gelen trafik-iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirlerden oluşan kurum zararının davalılardan rücuan tahsilini istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı kurum ile davalılardan ...avukatı ile davalı ... Coşkun avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22. maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı (Anayasa Mahkemesinin 23.11.2006 tarihli ve E:2003/10 K:2006/106 sayılı Kararı ile bu fıkrada geçen “sigortalı veya haksahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” bölümü iptal edilmiştir.) Kurumca işverene ödettirilir.…İş kazası veya meslek hastalığı, 3. birkişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3. kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.” düzenlemesine göre; davaya konu iş kazasında kusurlu olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığı sorumludur.
    Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasanın 26., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857
    sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
    Diğer taraftan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hâkimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hâkiminin, ceza hâkiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, ... Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.02.2012 gün 2011/19–639 Esas, 2012/30 Kararı; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün ve 2009/4–13 Esas, 2009/12 Karar; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.04.2010 gün ve 2010/2–76 Esas, 2010/77 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere düşme, takipsizlik, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar kesinleşmiş mahkûmiyet kararları olarak kabul edilemeyecektir.
    Eldeki davada, davalı Park Elektronik Şirketi nezdinde çalışan sigortalının, şirketin görevlendirmesi ile Gölova Vakfınca düzenlenen Konser için ses ekipmanlarının düzenlenmesi, ayarlanması ve kurulumu amacıyla davalı şirket tarafından dava dışı...den kiralandığı anlaşılan 34 PZZ 46 plakalı kamyonun davalılardan ...’ın sevk ve idaresinde iken önde giden davalı ... Coşkun sevk ve idaresindek.... Sayılı araca arkadan çarpması sonucunda vefat ettiği anlaşılmaktadır.
    Dava konusu olayla ilgili olarak yapılan ceza yargılamasında ise Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporla, davalılardan ... asli, davalı ... Coşkun tali kusurlu bulunmuş ve cezalandırma kararı verilmiş ise de kararın kesinleşip kesinleşmediği hususunda mahkemece yeterli araştırma yapılmamıştır.
    Diğer taraftan, davalı şirket bakımından, ses ekipmanlarının ve sigortalının başka bir yoldan ve güvenli taşıma yollarını temin etmek suretiyle nakliyesinin mümkün olup olmadığı hususunda herhangi bir irdeleme içermeyen, aynı şekilde davalı şirketin kiraladığı kamyon bakımından meydana gelen kazanın bakım kusurundan mı yoksa salt davalı ...’nın kusuru veya başka bir sebepten kaynaklandığı hususunda herhangi bir irdeleme içermeyen kusur raporuna dayalı olarak karar verilmiş olup, yeterli irdeleme yapılmaksızın karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Mahkemece, ceza davasında alınan kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılmaksızın ve orada kusurlu bulunan şahısların da kararın kesinleşmesi halinde iş kazasının meydana gelmesinde kusurlarının bulunacağı hususu gözetilmek suretiyle ve bu durum dikkate alınarak hazırlanmış usulüne uygun bir Kusur raporu aldırılmaksızın, karar verilmesi isabetsizdir.
    2-Eldeki davada, davacı kurumun 506 sayılı Yasanın 9. ve 10.maddeye dayalı olarak dava açtığı anlaşılmaktadır.
    506 sayılı Yasanın 9. maddesi - (Değişik : 25.08.1999 - 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ""İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır. (Ek : 14.07.1999 - 4410 / 1 md.) Dışişleri Bakanlığının sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir. ""Düzenlemesini öngörmektedir. Anılan yasanın 10. maddesine göre ise, 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir. Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10. maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için; işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
    Öte yandan, Mahkemece, 9. ve 10.madde şartlarının gerçekleştiği kanaatine varıldığı takdirde, 506 sayılı Yasanın 10. maddesine dayalı tazmin sorumluluğunun sınırlarının belirlenmesi konusuna çözüm getiren, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 15.03.1995 T., 1994/800 E., 1995/166 K. sayılı ilamında “...Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, hak sahiplerinin işverenden isteyebileceği tazminat (tavan) miktarını önce kusur durumunu hiç gözetmeksizin belirlemek ve belirlenen tazminat miktarını geçmemek üzere davalının olaydaki kusursuzluğu dikkate alınarak Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddeleri uygulanarak varılacak sonuç uyarınca rücu alacağına hükmetme...” gereği öngörülmüş olup; işverenin sorumluluk sınırlarının belirlenmesinde, kendisinin kusurlu olup olmaması etkili bulunmakta, işverenin kusursuz bulunduğu durumlarda, ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı olarak ortaya
    çıkan tazminat tavanından, Borçlar Kanunu"nun 43 ve 44. maddeleri uyarınca, en az % 50 oranında indirim yapılarak, işverenin sorumlu olduğu tazminat tutarının belirlenmesi gerekmektedir.
    Diğer taraftan, 28.03.2007 tarihli 26476 sayılı Resmi Gazetede 5604 sayılı Mali Tatil İhdası Hakkında Kanun yayımlanmış olup, anılan kanunun 1. maddesinde “Her yıl temmuz ayının birinden yirmisine kadar (yirmisi dâhil) malî tatil uygulanır. Haziran ayının son gününün tatil günü olması halinde, malî tatil, temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden başlar. Son günü malî tatile rastlayan aşağıda belirtilen süreler, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır.” hükmü ile 2. maddesinde, “Malî tatil ilan edilen döneme rastlayan tarihlerde 5.5.1983 tarihli ve 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 25.8.1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ve 22.5.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa göre işverenlerce yapılması gereken, iş kazası ve meslek hastalığı bildirimleri dışında kalan beyan, bildirim ve ödemeler; 2.9.1971 tarihli ve 1479 sayılı ... . Diğer B.Kurumu Kanunu ile 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı... tâbi sigortalıların, 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı ... tâbi işverenlerin, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tâbi sigortalıların yapmakla yükümlü olduğu iş kazası ve meslek hastalığı bildirimleri dışında kalan beyan, bildirim ve ödemeler, 1 inci maddede belirtilen süreler kadar erteleneceği hükmü getirilmiştir.
    Aynı maddenin 2. Fıkrasında da bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemeye ... yetkilidir. Bu Kanunun 1 inci maddesinde Maliye Bakanına tanınan yetki bu maddenin uygulanmasında ...tarafından kullanılır.
    Yukarıdaki hüküm gereğince davacı Kurum tarafından tebliğ çıkartılmış olup bu tebliğ ve kanun hükümlerine göre işe giriş bildirgelerinin verilme süresi bakımından her yıl yukarıda belirtilen tarihler arasında olmak kaydıyla ilgili kanunlarda belirtilen sürelerin 1. Maddede belirtilen süreler kadar işlemeyeceği belirtilmiştir.
    Eldeki davada da mahkemece, olayın meydana geldiği 16.07.2007 tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 5604 Sayılı Mali Tatil İhdası Hakkında Kanun hükümlerine göre irdeleme yapılmaksızın 506 sayılı Yasanın 9’uncu ve 10’uncu maddelerinin oluştuğu kabulünden hareketle fakat hakkaniyet indirimi yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usu ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    3-Kabule göre de, davacı kurum tarafından 08.03.2011 tarihinde yapılan ıslah talebinde, davalılardan Nail, Mustafa ve sigorta şirketleri bakımından 25.535.54 TL’nin, diğer davalı Park Elektronik Işık ve...bakımından da, 5.406,84 TL’nin talep edilmesine rağmen mahkemece talebin de aşılması suretiyle, ıslahı dikkate almaksızın tüm davalılar bakımından daha fazla olan tutara hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında, öncelikle kesinleşmesi halinde maddi olgular bakımından Hukuk Mahkemesini de bağlayacak ceza davası içeriği irdelenmek suretiyle iş kazasının meydana geldiği iş kolunda ve iş güvenliğinde uzman bilirkişi kurulundan, oluşa ve hukuka uygun şekilde bir kusur
    raporu aldırılmalı davalıların olaydaki yetkileri ve konumları net olarak belirlendikten sonra, 5604 sayılı Kanunun olayda uygulanması gerektiği hususu dikkate alınarak 506 sayılı Yasanın 9. ve 10. maddeleri kapsamında, işverenin/vekilinin sorumluluğu irdelenmeli ve kurum alacağı ıslah talebi ve sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler net olarak belirlendikten sonra aldırılacak hesap raporu sonrasında yeniden belirlenmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı Kurum ile davalılardan ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hükmü temyiz etmeyen diğer davalılar yönünden davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da nazara alınarak karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 11.04.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi