Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/16643 Esas 2013/4235 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16643
Karar No: 2013/4235

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/16643 Esas 2013/4235 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, çekişme konusu taşınmazda elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiyle dava açmıştır. Yerel mahkeme elatmanın önlenmesi isteğini kabul etmiş, ancak yıkım istemini reddetmiştir. Dosya incelendiğinde, taşınmazın paylı mülkiyete tabi olduğu ve davalıların taşınmazda ayni ve şahsi haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, paydaşlardan biri olan davacı taşınmazın korunması amacıyla elatmanın önlenmesi davası açabilir ve tüm paydaşların birlikte hareket etmesi gerekli değildir. Yıkım istemi reddedilirken, elatmanın önlenmesine karar verilmesi doğru olacaktı. Davacının temyiz itirazları doğrudur ve mahkeme kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 689. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu geçerlidir.
1. Hukuk Dairesi         2012/16643 E.  ,  2013/4235 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANDIRIN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 02/07/2012
    NUMARASI : 2010/327-2012/171

    Yanlar arasında görülen elatmanın  önlenmesi,yıkım davası sonunda, yerel mahkemece  elatmanın  önlenmesi isteğinin  kabulüne, kal  isteminin reddine  ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından   yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;                
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece, müdahale olgusunun keşfen belirlendiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve yıkım için tüm maliklerin birlikte dava açması gerektiği gerekçesiyle yıkım isteminin reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 746 parselin davacı ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davalıların taşınmazda ayni ve şahsi haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Davacının temyiz itirazlarına gelince; bilindiği ve 21.06.1944 tarih ve 13/24 sayılı İnançları Birleştirme Kararında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 689. maddesinde düzenlendiği  üzere  paydaşların anlaşma ile dahi sınırlandırılamayacak hak ve yetkileri, 1. fıkrada “Paylı mülkiyet konusu eşyanın kullanılabilirliğinin ve değerinin korunması için zorunlu olan yönetim işlerini yapmak ve gerektiğinde mahkemeden buna ilişkin önlemlerin alınmasını istemek”, 2. fıkrada  “Eşyayı bir zarar tehlikesinden veya zararın artmasından korumak için derhâl alınması gereken önlemleri bütün paydaşlar hesabına almak” şeklinde  düzenlenmiş  olup, paylı mülkiyette paydaşlardan birisi taşınmazın korunması amacıyla elatmanın önlenmesi davası açabilir. Bunun için tüm paydaşların birlikte hareket etmesi zorunlu değildir.
    Hal böyle olunca, davalıların davacı taşınmazına yapı yapmakta haklı ve geçerli bir nedenleri olmadığı gözetilerek yıkım isteminin kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetli olmadığı gibi, mutlak olarak elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken pay oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi de doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle doğrudur. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.03.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.