10. Hukuk Dairesi 2015/13883 E. , 2016/5348 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, aksine Kurum işleminin iptali ile maluliyet aylığına hak kazandığının tespiti ile ödenmeyen aylıklar bakımından fazlası saklı kalmak kaydıyla 1 TL’nin davalı kurumdan tahsiline ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davacının 26.09.2013 tarihi itibariyle %60 oranında maluliyetinin bulunduğunun, maluliyet aylığı bağlanması koşullarından olan 5 yıldan beri sigortalılık halinin de bulunduğunun tespiti ile ödenmeyen aylıklardan olmak üzere 1,00 TL"nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Malullük aylığı bağlanması için 11.09.2013 tarihinde ilk kez talepte bulunan davacının talebi, Kurumca davacının çalışma gücü kaybının en az %60"ını kaybetttiği anlaşılmakla birlikte 5510 sayılı Yasanın 28"inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında maluliyetinin ilk defa işe giriş tarihinden önce de bulunduğunun tespiti nedeniyle talebinin reddedilmiş, yargılama sürecinde davacının maluliyet başlangıç tarihinin ilk kez işe girdiği 24.12.2002 tarihinden sonra 26.09.2013 tarihi olduğuna dair alınan Yüksek Sağlık Kurulu’nun 06.02.2015 tarihli raporu ile Mahkemece, maluliyet aylığının başlangıcına dair herhangi bir karar verilmeksizin, davacının maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine, karar verilmiştir.
Davanın yasa dayanağı olan 01.10.2008 tarihinde yürülüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Malullük Aylığının Hesaplanması, Başlangıcı, Kesilmesi ve Yeniden Bağlanması” başlıklı 27. Maddesinin ikinci fıkrasında da benzer hükme yer verilmiş olup, "…a)Malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı istek tarihini,
b)Malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi, yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihini,... takip eden aybaşından itibaren başlar." hükmü mevcuttur.
Eldeki davada da, Yüksek Sağlık Kurulu raporunda belirtildiği üzere maluliyet başlangıcının 26.09.2013 tarihi olduğunun anlaşılmasına göre, 5510 sayılı Kanunun 27. maddesinin ikinci fıkrası gereğince bu tarihi takip eden aybaşından (01.10.2013) itibaren aylık bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-24.12.2002 tarihinden itibaren 27.01.2007 tarihine kadar 506 sayılı Yasa kapsamında hizmet akdi ile bu tarihten sonrasında ise en son sigortalılığı 2925 sayılı Yasa kapsamında olup da 15.07.2013 tarihine kadar aralıklarla 5510 Sayılı Yasanın 4-1-a bendi kapsamında sigortalı olduğu ve 15.07.2013 tarihi itibari ile 1808 gün sigortalı olduğu anlaşılan davacının açtığı eldeki davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı ... Kanununun 25. maddesinde, sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60"ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalının malûl sayılacağı; Yine, Kanunun 27. maddesinde, 25. maddeye göre malul sayılanlardan en az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olup, malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunan sigortalıya malûllük aylığı bağlanacağı belirtilmiştir.
Davacının davalı kuruma başvuru yaptığı esnada işten ayrılışını belgelendirmemesi ve 5510 Sayılı Yasanın 25’inci maddesinde işten ayrılış şartının zorunlu olması karşısında son sigortalılığı tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanlar statüsünde olan davacının işten ayrılıp ayrılmadığı hususunun nasıl belirleneceği üzerinde durulması gerekir. Tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanların sigortalılığını düzenleyip, 6111 sayılı Kanunun 51. Maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen ve 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren ek 5. maddede, “ 4 üncü madde ile isteğe bağlı sigortalılık hükümleri ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında sigortalı olmayan, kendi sigortalılıklarından dolayı bu kanunlara göre gelir veya aylık almayan ve 18 yaşını doldurmuş olanlardan; tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanların sigortalılığının; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi dâhil olmak üzere 4 üncü maddeye istinaden sigortalı olarak çalışmaya başlayanların çalışmaya başladıkları tarihten, sigortalılıklarını sona erdirme talebinde bulunanların talep tarihinden, prim borcu bulunanlardan talepte bulunanların primi ödenmiş son günden, gelir ya da aylık talebinde bulunanların aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden ve ölen sigortalının ölüm tarihinden itibaren sona ereceği belirtilmiştir.
Diğer taraftan aynı maddede yer alan;….“Bu madde kapsamındaki sigortalılar ile ilgili olarak bu maddede aksine hüküm bulunmaması kaydıyla bu Kanunun ilgili hükümleri uygulanır.” hükmünün de bulunması karşısında sigortalılığının sona erdirilmesine yönelik bir talebi olup olmadığı dosya içeriğinden anlaşılamayan davacının, 11.09.2013 tarihli tahsis talebine göre 5510 sayılı Yasanın 25 vd. maddeleri kapsamında 10 yıllık sigortalılık süresinin ve 1808 prim ödeme gün sayısının bulunduğu belirgin olmakla birlikte 5510 sayılı Yasanın ek 5. maddesi kapsamında sigortalılığının bu tarih itibari ile sona erdiğinin kabulü gerekecektir.
3-Mahkemece, hüküm kısmında davacı hakkında 5 yıllık sigortalılık süresinin gerektiği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, anılan yasal mevzuat çerçevesinde aslen maluliyet sigortasında 10 yıllık sigortalılık süresinin şart olduğu hususunun dikkate alınmaması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; değinilen bu aykırılıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanunun 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hükmün birinci fıkrasının silinerek yerine “Davanın kabulü ile 01.10.2013 tarihinden itibaren davacının maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine ve hak ettiği aylıklardan 1,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,” ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.