(Kapatılan)15. Ceza Dairesi 2017/34969 E. , 2021/6229 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanık hakkında TCK"nın 158/1-f,43/1, 62/1, 52/2, 52/4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ile katılanın önceden birbirlerini tanıdıkları, sanığın katılana "" Birileriyle iş yaptığını, zarar ettiğini, kendisine arazi verildiğini, araziyi 3 milyon Euro"ya sattığını, paranın bir kısmını 1 ay sonra alacağını, bir kısmını da 40-45 gün sonra alacağını, acil paraya ihtiyacı olduğunu"" söyleyerek katılandan 150.000 TL. para istediği ancak katılanın güvenemeyip sanığa borç para vermemesi üzerine, sanığın sahte olarak oluşturduğu Vakıfbanka ait hesap dökümünü fax yoluyla göndererek katılanı kandırmak suretiyle, katılanın 15.000 TL parayı sanığın hesabı olmaması nedeniyle ... isimli şahsa ait İş Bankasında bulunan hesaba göndermesini sağladığı, daha sonra sanığın katılanı aramaya devam edip paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek İş Bankası ve Ziraat Bankasında bulunan hesaplara para göndermesini istediği, katılanın sanığa toplam 137.000 TL. para gönderdiği ve sanığın bu şekilde menfaat temin ederek atılı dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık ikrarı, katılan beyanları, dekont ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın değişen suç vasfına göre üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabullünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin ihtar edilmesi hususunun, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 23/01/2018 karar tarihli 2015/962 E. ve 2018/16 K. numaralı ilamında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesindeki düzenlemeye aykırı olmaması ve 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesinde 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesinin mümkün olması nedeniyle düzeltilerek onama nedeni yapılmayarak tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 17.03.2016 tarih ve ... Karar sayılı bozma ilamına konu edilen ilk hükümde, sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 3 yıl 9 ay hapis ve 25.000 TL adli para cezasına hükmolunduğu ve bu hükmü sadece sanık müdafiinin temyiz ettiği dikkate alınarak, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkın korunması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında yazılı şekilde 3 yıl 9 ay hapis ve 196.240. TL adli para cezasına hükmedilerek fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddesinin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasına "Ceza miktarı itibariyle kazanılmış hak gözetilerek, sanık hakkında hükmolunan cezanın infazının 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca 3 yıl 9 ay hapis ve 25.000 TL adli para cezası üzerinden yapılmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.