15. Hukuk Dairesi 2019/3005 E. , 2020/2224 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekil vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davalı şirket yetkilisi ...geldi. Davacı vekili gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı şirket yetkilisi dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı vekili ve davalı şirket temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre tarafların yerinde bulunmayan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacının sahibi olduğu ... Elektrik-Bobinaj ...’ün, davalının yüklenici olduğu ...-... beldesi ... Village ... Evleri Sitesi"nin şantiye kurulumu ile başlanan ve sıva üstü montaj hariç olmak üzere sıva altı tesisatı malzeme, işçilik, anahtar priz serisi malzeme temini işlerini yaptığını, iş bedelinin kendisine ödenmediğini, yapılan işlerin ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/184 D. iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, ayrıca davalının 03.10.2011 tarihinde davacıdan 4.280,79 TL tutarında malzeme aldığını ve bedelini bugüne kadar ödemediğini, belirtilen alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı işin yarım bırakıldığını, yapılan bir miktar işin de ayıplı olduğunu, düzelttirmek ve işi tamamlamak için çok daha fazla zaman harcamak ve masraf yapmak zorunda kaldıklarını, kendisinin 36.500,00 TL bedelli bono verdiğini, bu bononun icra yoluyla tahsil edildiğini, herhangi bir borcu olmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.06.2015 tarihli ilk kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 29.05.2017 tarih, 2017/748 Esas, 2017/2276 Karar sayılı ilamı ile hüküm bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyma kararı verilmiştir. Yapılan yargılama neticesinde 06.06.2018 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen hüküm taraflarca yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK"da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtay"ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur.
Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.02.1998 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilamında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu anlatımlar ışığında somut olay incelendiğinde; mahkemece bozmaya uyulduğuna göre bozmada belirtilen hususlar taraflar yararına usulü kazanılmış hak olduğundan, bozma yönünde yargılama yapılıp karar verilmesi gerekmiştir. Usuli kazanılmış hakkın istisnaları ise bu dosyada bulunmamaktadır.
Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında akdi ilişkinin teklif metinlerinden hangisine dayalı olarak kurulduğu dolayısıyla taraflar arasındaki bedel konusunda anlaşmanın kanıtlanamamış olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle hak edilen bedelin tespitinde teklif birim fiyatlarının esas alınması uygun değildir. Bu durumda uyulan bozma ilamına rağmen piyasa fiyatlarına göre hesaplama yapılmadığı tespit edilmekle, mahkemece HMK 281/3. maddesi uyarınca yeniden oluşturulacak teknik bilirkişi kuruluna dosyadaki mevcut delil ve belgeler ile ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/184 D. iş sayılı delil tespiti dosyasındaki bulgulara göre; işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 366. maddesi uyarınca mahalli piyasa rayiçleri ile hesaplanacak, davacının gerçekleştirip hak ettiği
imalât bedeli konusunda (piyasa fiyatlarının içerisinde KDV ve yüklenici kârı bulunacağından bunlar ayrıca eklenmeksizin ve çıkartılmaksızın) rapor alınıp, davanın sonuçlandırılması gerekir.
Yargıtay bozma ilamına uyulmasına rağmen bozmada belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapmayan bilirkişi raporuna itibar edilip sadece KDV çıkartılmak suretiyle davanın kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya, 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.