Esas No: 2021/701
Karar No: 2022/6707
Karar Tarihi: 06.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/701 Esas 2022/6707 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/701 E. , 2022/6707 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.06.2017 tarih ve 2014/300 E- 2017/649 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 14.12.2020 tarih ve 2018/343 E- 2020/2170 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 04.10.2022 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ..... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında bir kısım makinelerin ithali, kiralanması ve kira bedellerinin ödenmesi halinde nakli konusunda anlaşılarak aralarında Bornova 3. Noterliği’nin 25.7.2008 tarih ve 25400 yevmiye nolu düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi (SLT-11757, SLT 11757A, SLT-11757B) ve aynı Noterlik’in 01.08.2008 tarih ve 26084 yevmiye nolu düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesinin (SLT-11796) imzalandığını, diğer davacı müvekkillerinin ise bu sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalayarak bir takım ayni ve şahsi teminatlar verdiklerini, taraflarca imzalanan bahse konu finansal kiralama sözleşmelerinin eki olan Ek-C/SLT -11757 ve SLT-11796 nolu finansal kiralama kira bedeli ödeme cetvelleri gereğince müvekkillerinin borçlandırıldığını, müvekkillerinin EK-C/SLT-11757 nolu ödeme cetveli doğrultusunda kira bedellerini eksiksiz olarak davalıya ödediklerini ve ödemeye de devam ettiklerini, diğer sözleşme olan SLT -11796 gereğince de tüm kira bedellerinin davalıya eksiksiz olarak ödendiğini, dava tarihi itibariyle bu sözleşmeden herhangi bir borçlarının bulunmadığını, dava tarihi itibariyle müvekkillerinin muaccel olmuş herhangi bir borcunun bulunmadığını, ancak davalı tarafın ilk olarak Beşiktaş 16. Noterliği’nden gönderdiği 02.12.2008 tarihli ve 212622 yevmiye nolu ihbarname ile yeni bir ödeme cetveli düzenleyerek müvekkilinin ödemesi gereken kira bedellerini sözleşmelere aykırı bir şekilde ve tek taraflı olarak arttırarak müvekkilini borçlandırdığını, davalının sözleşmenin eki olan Ek-C/SLT-11757 sayılı ödeme cetvelini tek taraflı olarak SLT-11757, SLT 11757A, SLT-11757B şeklinde ayırarak farklı farklı ödeme cetvelleri hazırlayarak müvekkillerine gönderdiğini, bu ihbarnameye ve ekindeki ödeme cetvellerine Bornava 3. Noterliği’nin 04.12.2008 tarih ve 39286 yevmiye nolu ihbarnamesi ile itiraz ettiklerini, tek taraflı olarak hazırlanan ödeme cetvellerindeki bedelleri ödemeyeceklerini, ancak taraflarca mutabık kalınan dava konusu finansal kiralama sözleşmesi ekindeki Ek-C/SLT-11757 nolu ödeme cetveli gereğince kira bedellerini ödemeye devam edeceklerini bildirdiklerini, davalı tarafından ödemeler parçalara ayrılarak talep edildiğini ve defalarca yeni ödeme cetvelleri çıkartıldığını, muaccel hale gelmiş tüm kira bedellerinin eksiksiz olarak ödemelerine rağmen Beşiktaş 16. Noterliğinin 09.12.2010 tarih ve 158372, 158373 ve 158375 yevmiye nolu ihtarnameleri ile müvekkillerini temerrüde düşürmek gayesi ile geçmişe ve geleceğe dönük olarak haksız ve mesnetsiz bir şekilde müvekkillerinin borçlandırıldığını, müvekkillerince bu ihtarnamelere itiraz edildiğini, bunun üzerine davalı tarafça gönderilen e-mailler ile temerrüt rakamlarında indirim yapıldığını, bu beyan ve e-mailler doğrultusunda talep edilen miktarın temerrüde düşmemek amacıyla ihtirazi kayıtla 14.02.2011 tarihinde davalı hesabına ödendiğini, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak hareket ettiğini iddia ederek taraflar arasında akdedilen Bornova 3. Noterliği’nin 25.07.2008 tarih ve 25400 yevmiye nolu düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi gereğince müvekkilinin dava tarihi itibariyle muaccel borcu bulunmadığının tespitine, Bornova 3. Noterliği’nin 01.08.2008 tarih ve 26084 yevmiye nolu düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi gereğince müvekkilinin dava tarihi itibariyle herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine, Bornova 3. Noterliği’nin 25.07.2008 tarih ve 25400 yevmiye nolu düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi gereğince işletilmesi gereken faiz de dikkate alınarak tüm sözleşme süresince ödenmesi gereken beher aylık kira bedellerinin KDV dahil olarak tespitine, Bornova 3. Noterliği’nin 01.08.2008 tarih ve 26084 yevmiye nolu düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi gereğince işletilmesi gereken faiz de dikkate alınarak tüm sözleşme süresince ödenmesi gereken beher aylık kira bedellerinin KDV dahil olarak tespitine, müvekkillerinin işbu dava konusu sözleşmelerden dolayı temerrüde düşmediklerinin tespitine, davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak talep edilen ve müvekkilleri tarafından ihtirazi kayıtla yatırılmış olan 35.900,00 Euro'nun 14.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının davalıdan alınarak taraflarına verilmesine, davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak talep edilen ve müvekkilleri tarafından ihtirazı kayıtla yatırılmış olan 610,00 TL’nin 14.02.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına iadesine, haksız ve kötü niyetli olarak hareket eden davalının dava konusu değerin % 40'ından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirkete yeni ödeme planları tebliğ edilmesine rağmen davacının ödemelerinin, sözleşmelerin ilk imzalandığı tarihte belirlenen şekilde, gerçek maliyetlerin ve kesin ödeme tutarları netleşmemiş haliyle hazırlanmış olan ödeme planlarına göre sürdürüldüğünü, davacıya bir çok kez izah edilmesine rağmen davacının kesin ödeme planlarına göre ödeme yapmadığını, yapılan ödemelerin sözleşme hükümlerine göre müvekkilince hesaplar arasında mahsup/virman haklarını kullanarak finansal kiralama sözleşmelerinin ödeme planlarında kalan parite farkından doğan alacak ve diğer taksit açıkları için kullanıldığını, açık kalan ve vadesi gelen taksitlere mahsuplaştırıldığını, ancak bakiye alacaklarının tüm taleplerine rağmen tahsil edilemediği için müvekkili tarafından davacı ve kefillerine Beşiktaş 16. Noterliği vasıtasıyla 158372, 158373 ve 158375 yevmiye nolu ihtarnameleri gönderilerek sözleşmelerin feshi bildirimi yapıldığını, 60 gün içinde alacakların ödenmesinin talep edildiğini taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde temerrüt faizinde indirime gittiklerini, buna rağmen davacıların mahkemeye müracaat ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmelerinde finansal kiralamaya konu malların yurt dışından ithal edilmesi nedeniyle, mal fiyatlarında meydana gelebilecek artışlar nedeniyle revize ödeme planlarının hazırlanarak kiracıya gönderileceğinin sözleşmede düzenlendiği, buna ilişkin sözleşmenin davacılar tarafından da imzalandığı, sözleşme serbestisi nedeniyle bu maddenin geçerli olduğu, bu hususta Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı da bulunduğu, alınan bilirkişi heyet raporlarından üçüncü heyet tarafından da belirtildiği üzere davacı tarafın sözleşmelerden dolayı davalıya borcunun bulunduğu, 25.07.2008 tarihli, SLT11757 nolu finansal kiralama sözleşmesinden dolayı davacı tarafın dava tarihi itibariyle 35.557,50 Euro asıl, 3.362,81 Euro işlemiş faiz olmak üzere 38.940,31 Euro borcu olduğu, yine 01.08.2008 tarih, 26084 yevmiye nolu SLT11796 nolu finansal kiralama sözleşmesi nedeniyle davacı tarafın dava tarihi itibariyle davalıya 69,47 TL temerrüt faizinden kaynaklı borcunun bulunduğu, davacının 09.12.2010 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davacının ihtirazi kayıtla ödediği 35.900,00 Euro'nun ödeme planları uyarınca borca karşılık ödenmesi nedeniyle davalıdan tahsilinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığı, alınan en son heyet raporuna göre, dava tarihi itibariyle 25.07.2008 tarih, 25400 sözleşmeden kaynaklı olarak davacının dava tarihi itibariyle toplam 38.940,31 Euro borcu olduğu, 01.08.2008 tarih, 26084 yevmiye nolu sözleşmeden dolayı dava tarihi itibariyle davacının 69,47 TL borcunun bulunduğu, davacı tarafın dava konusu sözleşmelerden dolayı temerrüde düşmediklerinin tespitini de talep ettiği, 15.03.2015 havale tarihli ek rapor ile 16.06.2016 tarihli raporlarda belirtildiği üzere Beşiktaş 16. Noterliği’nin 158372, 158373, 158375 yevmiye nolu ihtarnameleri ile 09.12.2010 tarihinde temerrüde düştüğünün tespit edildiği, ihtirazı kayıtla ödenen 35.900,00 Euro’nun borca istinaden ödendiğinden istirdadının mümkün olmadığı, davacı tarafın imzalamış olduğu finansal kiralama sözleşmeleri gereğince işletilmesi gereken faiz de dikkate alınarak tüm sözleşme süresince ödenmesi gereken aylık kira bedellerinin KDV dahil olarak tespitini de talep ettiği, davacı taraf 09.12.2010 tarihinde temerrüde düştüğünden (ödemenin yapılacağı tarihin belirsiz olması/mahkemece ileride yapılacak ödemenin tarihinin bilinemeyeceğinden hareketle) ödeme tarihine kadar işleyecek faizin artarak devam etmesi nedeniyle böyle bir tespit yapılamayacağı gerekçesiyle davacıların tüm taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, sözleşme serbestisi, tarafların tacir olması, ürünün ithal ürün olması ve sözleşme tarihi ile satın alma tarihi arasında meydana gelebilecek maliyet farklarının alıcının sorumluluğunda bulunması, aksinin kabul edilmesi halinde maliyet fazlasının kiralayan için sözleşme yapmayı anlamsız kılacak bir uygulama oluşu, revize edilen ödeme planlarının bilirkişi heyetlerince de denetlendiği, davacılar açısından tek taraflı olarak aşırı ifa güçlüğüne neden olacak ve davalı açısından da aşırı yararlanma oluşturacak revizyon olmadığı, sadece tip sözleşme imzalanıyor olmasının genel işlem şartları açısından bir geçersizlik nedeni olmadığı, hükümlerin içerik olarak genel işlem şartı niteliğinde olması gerekmesi, davacı şirketin tacir olup ithal ürünlerin ithalatında maliyetlerin değişeceğini bilebilecek yeterlilikte olması, bu nedenle de sözleşmeye ek hükümler konulmuş olması ve itirazsız imzalanıp uygulanması karşısında davanın reddi kararının doğru olduğu gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 156,50 TL harcın temyiz eden davacılara iadesine, 06/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.