8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/5333 Karar No: 2012/1337 Karar Tarihi: 01.03.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/5333 Esas 2012/1337 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/5333 E. , 2012/1337 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Şarkışla Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 10.05.2011 gün ve 190/387 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, mirasen intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak 296 ada 33 parselin tapu kaydının iptaliyle adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacı, 22.02.2011 tarihli oturumda davaya konu edilen taşınmaza ilişkin kardeşleri ile aralarında miras taksiminin yapılmadığını, talebinin Abidin Subaşı mirasçıları adına yazılması olduğunu, taşınmaz kendi kullanımında olduğundan dava açarken kendi adına tescil istediğini, davasını bu şekilde ıslah ettiğini açıklamıştır. Davalı Hazine temsilcisi duruşmada davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, 296 ada 33 parselin tapu kaydının iptaliyle veraset belgesindeki payları oranında Abidin Subaşı mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 296 ada 33 parsel kadastro çalışmaları sırasında Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve tarım arazisine dönüştürülmesi mümkün olan yerlerden olduğu açıklanarak "ham toprak" niteliğiyle 01.02.2000 tarihinde Hazine adına tespit edilmiştir. Tutanak itirazsız 09.06.2000 tarihinde kesinleşerek Hazine adına tapu kaydı oluşmuştur. 30.11.2010 tarihli keşifte tespitlerini yapan ziraat mühendisi Servet Sami İpek raporunda, parselin güney kısmındaki tahmini 4-5 dekarının yaklaşık 2-3 yıllık, kalan kısmının ise yaklaşık 10 yıllık bir işleme tabi tutulduğu bildirilmiştir. Ziraat mühendisinin bilimsel gerekçelere ve maddi bulgulara dayalı açıklanan bu raporu karşısında soyut nitelikli yerel bilirkişi ve tanık ifadelerine değer verilemeyeceği kuşkusuzdur. Mahkemece uzman ziraatçı bilirkişinin raporu esas alınarak davacı lehine 20 yılı aşan zilyetlik koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.