23. Hukuk Dairesi 2016/3771 E. , 2019/1944 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat ... gelmiş tebligata rağmen diğer taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunu, 9 no.lu bağımsız bölümün tahsisiyle dairede oturmaya başladığını, müvekilinin 28.06.2008 tarihli genel kurula davet edilip kat-üz kararlar alındığını, Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğünce tanzim edilen evrakla davacının üyeliğinin geçersiz olduğunun tespit edildiğini, davacının 500 TL.lik göstermelik ödeme dışında başka ödemesinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazın başka bir üyeye ait olup, o üye hakkında da aidat borçlarında dolayı üyelikten çıkarılması için açılan dava sürecinin devam etmekte olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davalı kooperatifin nizalı taşınmazın hangi üyesine ait olduğuna dair bir kayıt belge sunmadığı kooperatif ile ortak ilişkilerinde ispat külfetinin kooperatife ait olduğu, somut olayda kooperatif tarafından herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, kooperatifin ortağa ait borç dökümünü ve cari hesabını ibraz etmemiş olduğundan davacı ortak lehine yorum yapılarak kooperatife karşı akçalı yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğunun kabulünün gerekeceği, bu nedenle de davacının davalı kooperatifin ortağı olup, kendisine tahsis edilen bağımsız bölümün tapusunun tescilini talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-6100 sayılı HMK"da harçlarla ilgili bir düzenleme bulunmayıp, Harçlar Kanunu"nun 30. maddesinde ise; " Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamaz. HUMK"nın 409 maddesinde (6100 sayılı HMK"nın 150 maddesinde) gösterilen süre içerisinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine
bağlıdır. Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazar alınır." hükmü yer almaktadır.
Nitekim aynı esas 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 32. maddesinde "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz." tekrarlanmıştır.
Bu nedenlerle, yasanın emredici hükümleri gözetilerek yargılama sırasında taşınmazın mahkemece tespit edilen değeri dava dilekçesinde gösterilen değerden daha yüksek olduğundan tespit edilen değere göre Harçlar Kanunu"nun 30. maddesi gereğince eksik nispi harcın tamamlanması aksi halde müteakip yargılama işlemlerine devam edilmeyerek dosyanın işlemden kaldırılması Harçlar Kanunu"nun 30 ve 32. maddesinde yasal zorunluluk olarak öngörüldüğünden, yasanın emredici hükümleri gözetilmeksizin yargılamaya devamla davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre; dava konusu işlem ve eylemlere ilişkin eski yönetim kurulu üyesi olan dava dışı ... hakkında ... 4. ACM.nin 2010/123 Esas sayılı dava dosyasında yargılamanın devam ettiği bildirildiğinden, bu dava dosyası da celbedilerek, davanın niteliği itibariyle uyuşmazlık üzerinde etkisi olup olmadığı değerlendirilip, etkisinin bulunduğu tespit edilir ise, TBK"nın 74 maddesi kapsamında ceza dosyasının bekletici mesele yapılması düşünülmesi gerekirken, bu hususlara ilişkin tespit ve görüş içermeyen ve denetime elverişli bulunmayan yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacı ortağın koooperatife toplam yaptığı ödeme miktarının, Yönetim Kurulu üyesine iyi niyetle yaptığı ödemelerde esas alınarak belirlendikten sonra KK 23. maddesindeki eşitlik ilkesi çerçevesinde kendisine bağımsız bölüm tahsis ve tescil edilen ortaklar kadar ödemenin olması halinde davacı talebinin kabulünün gerekeceği dikkate alınarak bu hususlarda yeterli araştırma ve bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına peşin alınan harcının istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.