Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/21674
Karar No: 2022/1163
Karar Tarihi: 02.02.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/21674 Esas 2022/1163 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Diyarbakır'da karşılıksız yararlanma suçundan şüpheli bir kişi hakkında yapılan soruşturma sırasında eksikliklerin tamamlanması için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, aksi takdirde iddianamenin düzenlenemeyeceği ve yargılamanın tek celsede sonuçlandırılması ilkesine uyulması gerektiği belirtilerek iddianamenin iadesine karar verilmişti. Ancak Ceza Dairesi, somut olayda keşif yapılmadan dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu ile müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararının tespit edildiğini ve şüpheliye tazmin süresi verilerek bilirkişi tarafından hesaplanan zararın tazmin edilmediği için usule uygun olarak iddianame düzenlendiğini belirterek, iddianamenin iadesi kararına itirazın reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığını ve karşılıksız yararlanma suçlarında soruşturma aşamasında müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararının bilirkişiye hesaplattırılması gerektiğini ve bildirim sonrası tazmin edilmemesi halinde iddianame düzenlenmesi gerektiğini açıkladı. Kanun maddeleri ise 5237 sayılı TCK'nın 163/3, 168/5 ve 6352 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarına
2. Ceza Dairesi         2021/21674 E.  ,  2022/1163 K.

    "İçtihat Metni"

    Karşılıksız yararlanma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 18/03/2021 tarihli ve 2020/7054 soruşturma, 2021/4524 esas, 2021/2540 sayılı iddianamenin iadesine dair Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2021 tarihli ve 2021/248 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2021 tarihli ve 2021/432 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 13/07/2021 gün ve 94660652-105-21-12238-2021-KYB sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/09/2021 gün ve 2021/94905 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2021 tarihli kararında "...soruşturma aşamasında söz konusu eksikliklerin tamamlanması için Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması, sonucuna göre gerekli işlemlerin ikmali halinde iddianame düzenlenmesi hususunun değerlendirilmediği ve yargılamanın tek celsede sonuçlandırılması ilkesi gereği bu hususun ikmali ile iddianamenin düzenlenmesi gerektiği, söz konusu durumun TCK 168/5 maddesindeki etkin pişmanlık hükmünden sanığın yararlanabilmesi ve keşif sonucu bilirkişi tarafından düzenlenen zararı ödediği takdirde hakkında KYOK kararı verileceğinden, bu hususun sanığın lekelenmeme hakkı kapsamında soruşturma aşamasında tamamlanması gerektiği,..." şeklinde yer alan gerekçe ile iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 83/1. maddesinde yer alan, "Keşif, hâkim veya mahkeme veya naip hâkim ya da istinabe olunan hâkim veya mahkeme ile gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, kural olarak keşfin hâkim veya mahkeme tarafından yapılacağı, ancak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından da yapılabileceği, somut olayda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim ettirilen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere Dedaş görevlilerinin hazırladığı tutanağın yönetmeliklere uygun olduğunun belirtildiği ve anılan raporda vergili ve cezasız toplam miktarın tespitinin usulünce yapıldığı ayrıca şüphelinin 23/09/2020 tarihinde verdiği ifadesinde bilirkişi raporu ile tespit edilen vergili ve cezasız zararı karşılamayacağını beyan ettiği cihetle, keşif yapılmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verilemeyeceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2021 tarihli kararında "...soruşturma aşamasında söz konusu eksikliklerin tamamlanması için Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması, sonucuna göre gerekli işlemlerin ikmali halinde iddianame düzenlenmesi hususunun değerlendirilmediği ve yargılamanın tek celsede sonuçlandırılması ilkesi gereği bu hususun ikmali ile iddianamenin düzenlenmesi gerektiği, söz konusu durumun TCK 168/5 maddesindeki etkin pişmanlık hükmünden sanığın yararlanabilmesi ve keşif sonucu bilirkişi tarafından düzenlenen zararı ödediği takdirde hakkında KYOK kararı verileceğinden, bu hususun sanığın lekelenmeme hakkı kapsamında soruşturma aşamasında tamamlanması gerektiği,..." şeklinde yer alan gerekçe ile iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de;
    6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK’nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, şüpheliye miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK’nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı;
    Dosya içerisindeki 25.10.2019 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında, “Abonenin sayaç dışından kablo çektiğinin” belirtildiği, bu kullanım şekline göre elektrik enerjisinin sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesinden dolayı suçun oluşup oluşmadığına ilişkin mahallinde bir keşif yapılarak bilirkişi raporu tanzimine lüzum bulunmadığı; Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısınca yapılması gerekenin, şüpheli tarafından yapılmış bir ödeme varsa bunun miktarı müşteki kurumdan sorulup ödediği toplam miktarın bilirkişiye dosya üzerinden hesaplattırılacak olan müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını karşılaması durumunda şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, herhangi bir ödeme yoksa veya ödeme olup da bu ödenen miktar müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını karşılamıyorsa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair şüpheliye bildirimde bulunulması ve sonucuna göre ödeme yapılıp müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı karşılanır ise şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, ancak bu bildirimden sonra yine ödeme olmaması durumunda ise şüpheli hakkında iddianame tanzim edilmesi gerektiği anlaşılmakla; somut olayda yukarıda açıklamalara uygun şekilde keşif yapılmadan, dosya üzerinde alınan bilirkişi raporu ile müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararın tespit ettirildiği, şüpheliye miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulduğu ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tazmin edilmemesinden dolayı usule uygun olarak iddianame düzenlendiğinin anlaşılması karşısında; iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (DİYARBAKIR) 1. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 02/05/2021 tarihli ve 2021/432 Değişik İş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 02/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi