17. Hukuk Dairesi 2018/5206 E. , 2020/5740 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; davalının maliki bulunduğu aracın 20/10/2009-20/10/2010 tarihleri arasında trafik sigorta poliçesiyle müvekkili şirkete sigortalandığını, aracın 10/10/2010 tarihinde karıştığı kazada zarar gördüğünü ve söz konusu kazada araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu ayrıca alkollü olduğunu, kaza yerinden kaçtığının tutanaklarla tespit edildiğini, meydana gelen kaza neticesinde ekspetriz raporu ile tespit edilen 3.600,00 TL"nin 02/02/2011 tarihinde malikine ödendiğini ancak kaza anı itibarı ile davalıya ait aracın sürücüsü ... geçerli ehliyeti bulunmadığı ve alkollü olduğu için müvekkili şirketin trafik sigortası kapsamında 3.şahıslara ödemek zorunda kaldığı tazminatın Trafik Sigortası Genel Şartları B.4 maddesi "c" ve "d" bentleri gereğince rücu hakkının doğduğunu, hasar bedelinin ödenmesi için davalıya yapılan müracaatların sonuçsuz kaldığından bahisle bu kez alacağın tahsili amacıyla İstanbul 14. İcra Müdürlüğü"nün 2012/1890 sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenle davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının İstanbul 14. İcra Müdürlüğü"nün 2012/1890 sayılı icra takibine itirazının kısmen iptaline, takibin 3.600,00 TL üzerinden, bu miktara takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talepnamedeki diğer koşullarla birlikte devamına, fazlaya
dair istemin reddine karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyizi üzerine Daire’nin 2014/17446 Esas ve 2015/5966 Karar sayılı 16/04/2015 tarihli bozma ilamında özetle “Somut olayda, davacı, ZMSS poliçesinin akidinin davalı olduğunu, poliçenin davalı tarafından düzenlendiğini iddia etmekte, davalı vekili ise poliçenin müvekkilinin iradesi dışında 3.kişi tarafından düzenlendiğini, müvekkili ile davacı arasında söz konusu poliçenin düzenlenmediğini savunmaktadır. Davalının savunması, sigorta poliçesinin inkarını içermektedir. Sigorta akitlerinin şekle tabi olmaması, poliçenin sadece tarafların hak ve yükümlülüklerini gösteren bir ispat aracı olması karşısında, poliçenin davalı tarafından düzenlendiği hususunun davacı tarafça 6100 sayılı HMK"nın 200. (mülga 1086 sayılı HMK"nun 288) vd. maddesi uyarınca kesin delillerle ispatlanması gerekir. Dosyaya mübrez tüm poliçe ve nüshaları davacı ... şirketince ibraz edilmiş olup, davalının savunmasında belirttiği gibi poliçede davalı sigortalının imzası bulunmamaktadır. ZMSS poliçesinin, Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği konusunda sigortalının imzasını içeren bilgilendirme formları da ibraz edilmiş değildir. Bu durumda mahkemece, davalı vekilinin savunmasında dava dışı ... aleyhinde müvekkilince yapıldığı bildirilen icra takip dosyası ile Cumhuriyet Savcılığına şikayetiyle ilgili hazırlık evrakının dava açılmışsa dava dosyasının getirilmesi, daha sonra ispat külfeti kendisine düşen davacı ... şirketine ZMSS poliçesinin davalı tarafça düzenlendiğine ilişkin savunmasını ispat zımnında, davalının imzasını içeren poliçe aslını veya poliçenin yönetmelik hükümlerine uygun düzenlendiğine ilişkin davalının imzasını içeren bilgilendirme formunu ibraz etmesi, davacının davalının poliçenin akidi olduğuna ilişkin tüm kesin delillerini sunması, gerekirse davacı ... şirketi ile poliçeyi düzenleyen acentenin tüm ticari defter ve kayıtlarında, poliçenin davalı tarafından düzenlenip düzenlenmediği hususun da konusunda uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılması, davacının delil listesinde ilgili yasal ve takdiri delillere dayanması nedeniyle davalıya yemin teklif etme hakkının davacıya hatırlatılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma üzerinde durulmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir." şeklindeki gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafça sigorta poliçesinin inkar
edilmesi sebebiyle sigorta akitlerinin şekle tabi olmaması ve poliçenin sadece tarafların hak ve yükümlülüklerini gösteren bir ispat aracı olması ve poliçenin davalı tarafından düzenlendiği hususunun da davacı tarafça 6100 sayılı HMK"nın 200. ve devamı maddeleri uyarınca kesin delillerle ispat edilmesi gerektiğinin kabulü karşısında, davacı tarafça ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 15/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.