Esas No: 2021/21673
Karar No: 2022/1162
Karar Tarihi: 02.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/21673 Esas 2022/1162 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesi, bir hırsızlık şüphelisi hakkında yapılan soruşturma sonucunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianamenin iadesine karar vermiştir. Bu karar, şüphelinin ifadesinin alınmamış olması sebebiyle verilmiştir. Ancak kanuna göre, Cumhuriyet savcısının topladığı delillerin suçun işlendiği yönünde yeterli şüphe oluşturması durumunda iddianamenin düzenlenmesi ve kamu davası açılması zorunlu olduğundan, şüphelinin ifadesinin alınmaması bu kararın gerekçesi olarak yeterli değildir. Bu nedenle, Yüksek Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma talebinde bulunmuş ve İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi de itirazın kabul edilmesi yerine reddedilmesi nedeniyle dava dosyasının bozulmasına karar vermiştir. Kanun maddeleri olarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170/2. maddesinde \"Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.\" hükmü, 170/3. maddesinde iddianamede gösterilmesi gereken unsurlar, 174/1. maddesinde iddianamenin iadesine karar verilebilecek haller ve 309. maddesinde ise bozma nedenlerinin belirtilmiştir
"İçtihat Metni"
Ulaşım araçlarının belli kalkış veya varış yerlerinde bulunan eşya hakkında hırsızlık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 07/04/2021 tarihli ve 2021/43136 soruşturma, 2021/15233 esas, 2021/10748 sayılı iddianamenin iadesine dair İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/04/2021 tarihli ve 2021/229 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2021 tarihli ve 2021/152 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26/07/2021 gün ve 94660652-105-35-14080-2021-KYB sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/09/2021 gün ve 2021/95126 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 31/10/2016 tarihli ve 2016/15416 esas, 2016/16813 karar sayılı ilâmında, "... 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 170/2. maddesine göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise iddianamede gösterilmesi ve bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. Şüphelinin ifadesinin veya savunmasının alınmasında belirtilen madde açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı ve uzlaşma ile önödeme hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, dosya kapsamında müşteki beyanlarını doğrular nitelikte iki tanığın ifadesine yer verildiği, bu kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Şüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği de taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, şüphelinin ifadesinin alınmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verildiği, bu hususun ikmali amacıyla yapıldığı anlaşılan iddianamenin iadesi ve bu karara yapılan itiraz üzerine verilen kabul kararı yerinde görülmekle, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklandığı üzere,
İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesince, şüphelinin ifadesinin alınmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, somut olayda Cumhuriyet savcısı tarafından toplanan delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturması sebebiyle iddianame düzenlenmiş olması ve iddianamenin iade sebepleri arasında şüphelinin savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesince, şüphelinin ifadesinin alınmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. Şüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır. Cumhuriyet savcısı tarafından toplanan delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturması sebebiyle iddianame düzenlenmiş olması ve iddianamenin iade sebepleri arasında şüphelinin savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı cihetle itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (İZMİR) 12. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 18/05/2021 tarihli ve 2021/152 Değişik İş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 02/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.