Esas No: 2017/2771
Karar No: 2021/558
Karar Tarihi: 18.05.2021
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2771 Esas 2021/558 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili; müvekkili şirket ile dava dışı .....arasında emtia blok sigorta poliçesi düzenlendiğini, bu poliçede dava dışı ... sigortalı olarak yer aldığını, sigorta ettiren tarafından 1504 koli toplam 19.118,85 kg kuru kayısı cinsi emtianın sigortalıya satıldığını, emtianın nihai alıcısı olan ....’ye teslimi için sigorta ettiren ile davalı arasında sözleşme yapıldığını, bir adet 20"lik konteynere istiflenen emtianın bu alıcıya teslim edilmek için BRITAIN STAR adlı gemiye yüklendiğini, konteynerin daha sonra İsrail’in Haifa limanında .... 2 adlı gemiye aktarıldığını ve nihayet New York Limanı"nda tahliye edildiğini, konteynerin kamyonlarla taşınarak alıcıya teslim edildiğini, alıcı tarafından yapılan inceleme neticesinde konteyner muhtevasında ezilme ve ıslanma bulunduğunun bildirilmesi neticesinde ekspertiz incelenmesi yapıldığını ve hazırlanan rapor ile 138 koli emtianın hasarlı olduğunun tespit edildiğini, konteyner kapaklarının ve contanın zayıf olması ve içine su girmesi nedeniyle emtianın hasar gördüğünü, toplam hasar miktarının 4.475,13 USD olduğunu, 27.10.2009 tarihinde bu bedelin sigortalıya ödendiğini, davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenle ... 21. İcra Müdürlüğünün 2010/9360 E. sayılı dosyası ile 4.475,13 USD karşılığı 6.665,24TL"nin tahsili için icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili; davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, taşımanın FOB satış türünde deniz aşırı satış olduğunu, bu tür taşımalarda gönderenin/davacının hak ve yükümlülüklerinin emtianın gemiye yüklenmesiyle sona erdiğini, taşıma konusu emtianın konteynere yüklenmesi ve mühürlenmesi işleminin gönderici tarafından yapıldığını, müvekkiline mühürlü olarak teslim edilen konteynerın kapalı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin kontrol etme imkânının bulunmadığını, ayrıca konişmentoda konteynerin gönderici tarafından yüklendiği kaydı ile gönderici tarafından mühürlendiği kaydının (FCL/FCL) bulunduğunu, konişmentoya derc edilen bu kaydın taşıyanın aleyhine karine teşkil etmesine engel olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.06.2013 tarihli ve 2012/217 E., 2013/217 K. sayılı kararı ile; davalı (taşıyıcı) şirketin sigorta ettirene konteynerin alım yerini/limanı bildirdiği ve dolayısıyla konteynerin davalı tarafça temin edildiği, taşımaya konu olan 138 koli kuru kayısının ekspertiz raporlarında belirlendiği üzere; konteynerin kapaklarındaki contanın zayıf olması nedeniyle içeriye giren ... sularının emtiayı bozduğu ve emtianın hiçbir ekonomik faydasının bulunmadığı, olaya konu olan yük zararının taşımada kullanılan konteynerin denize elverişsizliğinden kaynaklandığı, konteyner taşıyan tarafından tedarik edilmiş olduğu için bu taşıma kabının aynı zamanda geminin alonju sayılacağı, konteynerdeki elverişsizliğin bu hâlde geminin denize elverişsiz olmasına neden olacağı, dolayısıyla taşıyanın ortaya çıkan zarardan 6762 sayılı TTK"nin 1019. maddesi (taşıyanın geminin elverişsizliğinden doğan sorumluluğu) gereğince sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, 4.475,12 USD’lik ödemenin karşılığı 6.665,24TL asıl alacak ve 760,20TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.425,44TL üzerinden takibin devamına, %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.06.2014 tarihli ve 2013/14743 E. 2014/12151 K. sayılı kararı ile; “…1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, emtia nakliyat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat alacağının rücuen tahsili amacıyla davalı taşıyan aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak; davalı, konişmentonun özel şartlar bölümünde yer alan 18/3. maddesine göre, kayıp ve hasar durumunda zarar tazminatının belirlenmesinde kg başına 2 USD ödeneceğinin esas alınacağını ve tazminatında buna göre hesaplanması gerektiğini ileri sürmüş olup, gerek bilirkişi heyeti raporunda gerekse mahkeme kararında davalının bu savunması üzerinde durulmamıştır. Bu itibarla mahkemece, konşimentonun ilgili bölümleri de getirtilerek konusunda uzman bilirkişiden savunma doğrultusunda rapor alınmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Kabule göre de; dava konusu tazminat alacağı likit olmayıp miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru olmayıp, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.12.2014 tarihli ve 2014/491 E., 2014/482 K. sayılı kararı ile; alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı yönünden bozmanın (3) numaralı bendine uyulmasına karar verilmiş, ayrıca önceki gerekçelere ek olarak, konteynerin davalı tarafça temin edildiği ve davacı yükletenin hizmetine sunulduğu, bu nedenle bu konteynerin geminin alonju niteliğinde olduğu, bu hususun davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarını reddeden Özel Daire tarafından da kabul edildiği, bu hâlde geminin denize, yola, yüke elverişli olmaması nedeniyle 6762 sayılı TTK’nin 1019. maddesinin uygulanması gerektiği, bu madde gereğince de taşıyanın sorumluluğunun 6762 sayılı TTK’nin 1061 ve 1062. maddelerinde yer alan taşıyanın dikkatli bir taşıyan olarak özen göstermemesinden doğan zararlardan farklı olarak sınırsız olduğu, ayrıca 6762 sayılı TTK’nin 1116. maddesinde yer alan emredici hükümler gereğince taşıyanın borç ve mesuliyetlerini önceden kaldıran veya daraltan konşimentoda yer alan hükümlerin geçersiz sayılacağı gerekçesiyle bozmanın (2) numaralı bendine direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; rücu talebine konu navlun sözleşmesinde konteynerin davalı taşıyan tarafından temin edilmesi karşısında davalı taşıyan hakkında sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve buradan varılacak sonuca göre konişmentoda belirtilen sınırlı sorumluluk miktarının somut olaya uygulanma imkânının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle navlun sözleşmelerinde taşıyanın sorumluluğunun belirlenmesinde yarar vardır.
13. Navlun sözleşmesi, olay ve dava tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nin 1016 ilâ 1118. (6102 sayılı TTK’nin 1138 ilâ 1246.) maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu kapsamda 6762 sayılı TTK’nin 1016/1 maddesi; “Navlun mukavelesiyle taşıyan, navlun karşılığında: (1) Geminin tamamını veya bir cüzünü yahut muayyen bir yerini taşıtana tahsis ederek eşyayı denizde taşımayı taahhüt eder ki buna "Çarter Mukavelesi"; (2) Parça mal olan muayyen eşyayı denizde taşımayı taahhüt eder ki buna da "Kırkambar Mukavelesi" denir.” hükmünü haizdir. Buna göre navlun sözleşmesi, taraflardan birinin (taşıyıcı) navlun karşılığında deniz yoluyla eşya taşımayı, diğer tarafın (taşıtan) ise navlun ödemeyi üstlendiği sözleşme olup; “yolculuk çarteri” ve “kırkambar” olmak üzere iki türü söz konusudur.
14. Taşıyanın navlun sözleşmesinden doğan sorumluluğu akdi bir sorumluluktur. Bu itibarla taşıyan, kural olarak, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini hiç veya gereği gibi yerine getirmezse genel esaslara göre bundan ileri gelen bütün zararlardan, kusursuzluğunu ispat etmedikçe sorumlu olması gerekir. Ancak deniz yoluyla eşya taşımanın niteliği itibari ile büyük riskler barındırması ve iktisadi olarak yüksek maliyete sebep olması karşısında taşıyanın eşyanın ziya ve hasara uğraması sonucu meydana gelen zararlardan sorumluluğu hem uluslararası sözleşmelerde hem de Türk Hukuku’nda özel olarak düzenlenmiştir. Taşıyıcının özel olarak düzenlenmeyen hâllerden doğan sorumluluğu ise genel hükümlere tabi olacaktır.
15. 6762 sayılı TTK (6102 sayılı TTK) ile navlun sözleşmesinde taşıyanın sorumluluğu genel olarak iki hâlde düzenlenmiştir. Bunlardan birincisi, 6762 sayılı TTK’nin 1019. maddesinde düzenlenen geminin yolculuğun başında denize, yola ve yüke elverişli olmamasından ileri gelen gecikme dâhil bütün zararlardan sorumluluğu; ikincisi ise 6762 sayılı TTK’nin 1061 ve 1062. maddelerinde düzenlenen taşınmak üzere teslim alınmış olan yüke özen borcunun gereği gibi yerine getirilmemesi sonucunda yükün ziya veya hasar uğramasından doğan sorumluluğudur.
16. Navlun sözleşmesinde taşıyanın gemiyi denize yola ve yüke elverişli hâlde bulundurma yükümlülüğü ve bu yükümlülüğün ihlalinden doğan sorumluluğu “taşıyanın mesuliyeti ve hakları” başlıklı ayrımda değil “umumi hükümler” ayrımlı başlıkta yer alan 6762 sayılı TTK’nin 1019. (6102 sayılı TTK’nin 1141.) maddesi ile düzenlenmiştir. 6762 sayılı TTK’nin 1019/1 maddesi; “Her nevi navlun mukavelesinde taşıyan, geminin denize ve yola elverişli bir halde bulunmasını (Madde 817) ve soğutma tesisatı da dahil olmak üzere ambarların yükü kabule, taşımaya ve muhafazaya elverişli bir halde bulunmasını (Yüke elverişliliğini) temin etmekle mükelleftir.” hükmünü haizdir. Buna göre her türlü navlun sözleşmesinde taşıyan, geminin denize, yola ve yüke elverişli hâlde bulunmasını sağlamakla yükümlüdür. Bununla birlikte geminin denize, yola ve yüke elverişli olup olmadığı 6762 sayılı TTK’nin 817. (6102 sayılı TTK’nin 932.) maddesine göre belirlenecektir.
17. 6762 sayılı TTK’nin 1019/2 (6102 sayılı TTK’nin 1141/2) maddesi; “Taşıyan, yükle ilgili olanlara karşı geminin denize, yola veya yüke elverişli olmamasından doğan zararlardan mesuldür; meğer ki; tedbirli bir taşıyanın sarf etmekle mükellef olduğu dikkat ve ihtimam gösterilmekle beraber eksikliği yolculuğun başlangıcına kadar keşfe imkan bulunmamış olsun.” hükmünü haizdir. Buna göre taşıyan; tedbirli bir taşıyanın göstermekle yükümlü olduğu özeni göstermesine rağmen gemiyi denize, yola veya yüke elverişsiz hâle getiren eksikliği yolculuğun başlangıcına kadar keşfedemediğini ispatladığı takdirde sorumluluktan kurtulacaktır. Bu itibarla taşıyanın başlangıçtaki elverişsizlikten sorumluluğu, kurtuluş beyyinesinden yararlanma imkânının daraltılmış olması nedeniyle ağırlaştırılmış bir kusur sorumluluğudur (Kender, Rayegan/ Çetingil, Ergon/ Yazıcıoğlu, Emine: Deniz Ticaret Hukuku Temel Bilgiler C. I, ..., 2014, s. 209). Taşıyanın bu kapsamdaki sorumluluğu 6762 sayılı TTK’nin 1116/1-1 maddesi gereğince navlun sözleşmesi veya konişmento hükümleriyle taşıyıcı lehine değiştirilip hafifletilemez; ancak konişmentoda yazılı olmak şartıyla taşıyıcı aleyhine ağırlaştırılması mümkündür.
18. Bununla birlikte başlangıçta elverişsizlikten sorumluluğun söz konusu olduğu durumlarda, taşıyan yoksun kalınan kâr da dahil olmak üzere bütün zararlardan sorumludur. Dolayısıyla burada taşıyanın sorumluluğu tazminatın hesaplanması bakımından genel hükümlere tabi olup; 6762 sayılı TTK’nin 1112 ve 1113. maddelerinde düzenlenen sınırlamalar geçerli olmayacaktır.
19. Navlun sözleşmesinin ifasında taşıyan, özellikle eşyanın yüklenmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Bu husus 6762 sayılı TTK’nin 1061. maddesinde; “Taşıyan, malların yükletilmesi, istifi, taşınması, elden geçirilmesi ve boşaltmasında tedbirli bir taşıyanın dikkat ve ihtimamını göstermekle mükelleftir. Teslim alındıkları andan teslim edildikleri ana kadar geçen müddet içinde malların zıyaı veya hasarı yüzünden doğacak zararlardan taşıyan mesuldür; meğer ki, zıya veya hasar, tedbirli bir taşıyanın dikkat ve ihtimamı ile dahi önüne geçilemiyecek sebeplerden ileri gelmiş olsun.” şeklinde düzenlenmiştir. Ayrıca 6762 sayılı TTK’nin 1062/1 maddesinde taşıyanın, kendi adamlarının ve gemi adamlarının kusurlarından, kendi kusuru gibi sorumlu olduğu belirtilmiş; 1062/2 maddesinde ise taşıyanın kendi adamları ve gemi adamlarının teknik mahiyetteki kusurları ile kendi şahsi kusuru olmaması hâlinde yangın sonucunda meydana gelecek ziyan ve hasardan sorumlu olmayacağı belirtilmiştir. Yine 6762 sayılı TTK’nin 1063. maddesinde taşıyanın sayılan sebeplerden ileri gelen zararlardan sorumlu olmadığı düzenlenmiştir.
20. Taşıyanın 6762 sayılı TTK’nin 1061 ve 1062. maddeleri gereğince sorumlu olması hâlinde ödenecek tazminat, 6762 sayılı TTK’nin 1112 ve 1113. maddeleri gereğince belirlenecektir. Buna göre taşıyan, yükle ilgili şahsın bu yüzden maruz kaldığı bütün zararları değil sadece yükün ziya durumunda eşyanın piyasa veya borsa değerini; hasar durumunda ise satış değeri ile piyasa değeri arasındaki farkı ödeyecektir. Öte yandan 6762 sayılı TTK’nin 1114. maddesi ile taşıyanın 6762 sayılı TTK’nin 1112 ve 1113. maddeleri gereğince ödemesi gereken tazminat miktarı sınırlandırılmıştır. 6762 sayılı TTK’nin 1114. maddesi; “Yükleten yükün cins ve kıymetini yükleme başlamadan önce bildirmemiş ve bu beyanı konişmentoya yazılmamış olduğu takdirde, taşıyan, her halde beher koli veya parça başına en çok 1500 Türk lirası ile mesul olur.” hükmünü haizdir. Buna göre yükleme başlamadan önce yükün cins ve değerinin bildirilmemiş ve konişmentoya yazılmamış olması durumunda 6762 sayılı TTK’nin 1112 ve 1113. maddeleri gereğince hesaplanacak tazminat hiçbir şekilde anılan maddede belirtilen sınırı geçemeyecektir. 6762 sayılı TTK’nin 1114. maddesinde belirtilen üst sınır 6762 sayılı TTK’nin 1116/1-5 maddesi gereğince navlun sözleşmesi veya konişmento hükümleriyle taşıyıcı lehine değiştirilip hafifletilemez; ancak konişmentoda yazılı olmak şartıyla taşıyıcı aleyhine ağırlaştırılması mümkündür. Başka bir deyişle konişmento ile taşıyıcı aleyhine olacak şekilde sorumluluk sınırı belirlenebilecektir.
21. Hemen belirtilmesi gerekir ki deniz yoluyla eşya taşıması konteyner ile yapılıyorsa konteynerin taşınan eşyanın türüne, özelliklerine ve yolculuğun gereklerine her yönüyle uygun olması gerekir. Aksi hâlde konteyner eşya için tehlike oluşturur ve bu tehlikenin mevcut olduğu durumlarda konteynerin yüke elverişsizliği söz konusu olacaktır. Konteynerin yüke elverişli olup olmadığı ise teknik bir mesele olduğundan uluslararası teknik standartlara göre belirlenecektir. Konteyner, taşıyanın sorumluluğu açısından, geminin bir bölümü olarak kabul edilmeli ve yüke elverişsizliği durumunda 6762 sayılı TTK’nin 1019. maddesi gereğince taşıyanın geminin başlangıçtaki elverişsizliğinden sorumlu tutulmalıdır. Ancak taşıyanın 6762 sayılı TTK’nin 1019. maddesi gereğince sorumlu tutulabilmesi için konteynerin taşıyan tarafından tedarik edilmesi gerekir. Taşıyan kendisi tarafından tedarik edilmeyen konteynerin yol açtığı zıya veya hasarlardan dolayı kural olarak sorumlu tutulamaz. Çünkü bu hâlde, zarar yükletenin veya onun temsilcisi ya da adamlarının eylem veya ihmalinden kaynaklandığı için 6762 sayılı TTK’nin 1063/1-5 (6102 sayılı TTK’nin 1182/1-e) maddesi gereğince taşıyan oluşan zarardan sorumlu değildir.
22. Görüldüğü üzere navlun sözleşmelerinde taşıyanın sorumluluğunun tespit edilebilmesi için öncelikle zıya ve hasarın sebebinin belirlenmesi gerekmektedir. Zira taşıyanın 6762 sayılı TTK’nin 1019. maddesi gereğince başlangıçta elverişsizlikten doğan sorumluluğunun söz konusu olduğu durumlarda, taşıyan yoksun kalınan kâr da dahil olmak üzere bütün zararlardan genel hükümlere göre sorumludur. Ancak taşıyan 6762 sayılı TTK’nin 1061 ve 1062. maddeleri gereğince yüke özen borcunun gereği gibi yerine getirilmemesi sonucunda doğan sorumluluğunun söz konusu olduğu durumlarda ise taşıyanın ödeyeceği tazminat, 6762 sayılı TTK’nin 1112 ve 1113. maddeleri gereğince belirlenecek; ayrıca taşıyan 6762 sayılı TTK’nin 1114. maddesinde belirtilen sınırlı sorumluktan ve Kanun’da belirtilen sorumsuzluk hâllerinden yararlanabilecektir.
23. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı ile dava dışı KFC Gıda Tekstil San. İthalat İhracat Yatırım A.Ş. arasında sigortalısının Safe Food Corparation olduğu emtianın Türkiye’den Amerika’ya taşınmasını teminat altına alan Emtia Blok Abonman ve Spesifik Sigorta Sözleşmesi yapıldığı, kuru kayısı emtiasının taşınması sırasında hasarlanması neticesinde sigortalıya ödeme yapıldığı, hasarın oluşmasında taşıyanın sorumlu olduğundan bahisle taşıyan aleyhine icra takibi yapıldığı, ancak taşıyanın itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı taşıyan ile dava dışı KFC Gıda Tekstil San. İthalat İhracat Yatırım A.Ş. arasında navlun sözleşmesi olduğu, yükün cins ve miktarının konişmentoya yazıldığı, sözleşme kapsamında emtianın taşıyan tarafından temin edilen konteyner aracılığıyla taşındığı, hasarın konteyner kapaklarındaki contanın zayıf olması nedeniyle içeriye giren ... sularının emtiayı bozmasından kaynaklandığı dosya kapsamı ile sabit olup bu hususlar uyuşmazlık dışıdır.
24. Mahkemece bozma öncesi kararda; olaya konu olan zararın taşımada kullanılan konteynerin elverişsizliğinden kaynaklandığı, konteyner taşıyan tarafından tedarik edilmiş olduğu için bu taşıma kabının aynı zamanda geminin alonju sayılacağı, konteynerdeki elverişsizliğin bu hâlde geminin başlangıçta elverişsiz olmasına neden olacağı, dolayısıyla taşıyanın ortaya çıkan zarardan 6762 sayılı TTK"nin 1019. maddesi gereğince sorumlu olacağı belirtilmiş, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları Özel Dairece reddedildiği için bu hususlar uyuşmazlık dışı kalmıştır. O hâlde oluşan zararın konteynerin yüke elverişsizliğinden kaynaklandığı ve davalı taşıyanın 6762 sayılı TTK"nin 1019. maddesi gereğince başlangıçta elverişsizlikten sorumlu olduğu gözetilerek uyuşmazlığın çözülmesi gerekmektedir.
25. Yukarıda da bahsedildiği üzere 6762 sayılı TTK’nin 1019. maddesi gereğince başlangıçta elverişsizlikten doğan sorumluluğun söz konusu olduğu durumlarda, taşıyan yoksun kalınan kâr da dâhil olmak üzere bütün zararlardan genel hükümlere göre sorumlu olup, Kanun’un öngördüğü sınırlı sorumluluk hâllerinden yararlanması mümkün değildir. Başka bir deyişle somut olayda taşıyan 6762 sayılı TTK’nin 1019. maddesi gereğince sorumlu olduğundan konişmento ile belirlenen sınırın uygulanması söz konusu değildir.
26. Bu itibarla mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden usul ve yasaya uygun direnme kararının onanması gerekmiştir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA,
Aşağıda dökümü yazılı (351,53TL) harcın temyiz edenden alınmasına,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440-III/1 maddesi gereğince miktar itibariyle karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.05.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.