16. Hukuk Dairesi 2014/19292 E. , 2015/12116 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : AYDIN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı .... Köyü kadastro çalışma alanında bulunan sınırlarını belirttiği yaklaşık 1000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece taşınmazın üzerine ev yapılmak suretiyle kullanıldığı, bununda imar-ihya sayılamayacağı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. İcra edilen keşif sonucunda ormancı, ziraatçi ve jeolog bilirkişiler tarafından verilen 14.03.2014 tarihli müşterek raporda taşınmazın bahçeli kargir ev, açık ahır, besi damından ibaret olduğunu, ayrıca içerisinde meyve ağaçlarının olup, sebze tarımının da yapıldığını, kargir ev ve damın en az 30 yıl önce inşa edildiğini, 1972 tarihli hava fotoğrafında beyaz renkli alanda kaldığını, ev ve besi damının göründüğünü, aynı bilirkişiler tarafından verilen 20.06.2013 havale tarihli ek raporda ise, yukarıda belirtilen ve davacı tarafından kullanılan alanın talep edilen yerin bir bölümünü kapsadığını bildirmişler, ancak taşınmazın ne kadar kısmının bahçe olarak kullanıldığını, bahçe olarak kullanılan kısım üzerinde imar-ihyanın yapılıp yapılmadığı, ne zamandır bahçe olarak kullanıldığını, üzerindeki meyve ağaçlarının kaç yaşlarında bulunduğunu belirtmemişler, hava fotoğraflarında bahçe olarak kullanılan kısmın görünüp görünmediğini, hava fotoğraflarında beyaz renkli alanda göründüğü belirtilmesine rağmen bu belirtmenin ne anlama geldiğini açıklamamışlardır. Fen bilirkişisi tarafından verilen 03.09.2013 tarihli ek raporda (B) ile gösterilen 1706,00 bölümün içinde ev, ahır, besi damı ile zirai faaliyet gösterilen bahçenin bulunduğu kısım olduğu, geri kalan ve (C) ile gösterilen 1029,98 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ise makilik ve fundalık olarak ifade edilen bölüm olduğu bildirilmiştir.
Hal böyle olunca; taşınmazın (B) bölümü yönüyle yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosya arasına konulmalı, ardından taşınmaz başında jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek, davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki varsa giderilmeli, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak taşınmazın fotoğraflardaki niteliğinin ne olduğu, sebze bahçesi ve meyve ağaçlarının bulunduğu bölümlerin hava fotograflarında nasıl göründüğü, hava fotoğrafıyla taşınmazın geometrik durumu çakıştırılarak (büyük ölçekli olarak) göstermesi ve açıklaması, taşınmazın sınırlarının ve zirai faaliyete konu bölümlerinin kadastro paftası üzerinde komşu kadastral parsellerle birlikte gösterecek şekilde harita düzenlenmesi, yine düzenlenen haritanın taşınmazın bulunduğu bölgeye ait en eski uydu fotoğrafı ile çakıştırılarak taşınmazın nasıl göründüğü hususunda rapor istenmesi, ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, zirai faaliyete konu olan bölümlerinin toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü, tarımsal niteliği ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, imar-ihyanın bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, hususlarını irdeler şekilde rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırmaya dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, fen bilirkişisi tarafından verilen 03.09.2013 tarihli ek raporda (B) ile gösterilen 1.706,00 metrekare yüzölçümündeki bölüm hakkında davacı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (B) bölümüne yönelik olarak BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.