18. Ceza Dairesi 2015/32794 E. , 2016/4207 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/3-a, 265/1, 265/4. 43/1-1. cümle ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis ve 9 ay 11 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezalarının aynı Kanun"un 58/6-7. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Kandıra Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2014 tarihli ve 2013/597 esas, 2014/403 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.01.2015 gün ve 15802 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “1- Sanığın üzerine atılı suçlardan dolayı hürriyeti bağlayıcı cezalara ilişkin, Polatlı Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/186 esas, 2008/432 sayılı kararı olduğundan bahisle 5237 sayılı Kanun"un 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Kanun"un 58/2-b maddesindeki "Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz." şeklindeki düzenleme karşısında, tekerrüre esas alman hapis cezasının infaz tarihinin 27/07/2009 tarihi olduğu ve davaya konu suçların işlendiği 05/11/2013 tarihleri arasında 3 yıllık sürenin geçtiği gözetilmeksizin, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına yönelik karar verilmesinde,
2- Sanığın tekerrüre esas alman ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesini Kanunu"nun 231/5. maddesi kapsamındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/12/2009 tarihli ve 2008/63 esas, 2009/840 sayılı kararının sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmayacağı ve tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK"nın “suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesi;
“(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz…
(6) Tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir...” şeklindedir.
Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 gün ve 57-74 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun 1 Haziran 2005 tarihinden sonra işlenmesi yeterli olup, ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Bu düzenlemelere göre, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun kesinleşmeden sonra işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak yasa koyucu tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki cezanın infaz edilmesi koşulunu aramadığı halde, infazdan sonra belirli bir sürenin geçmesi halinde tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağını hüküm altına almıştır. Buna göre, beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, beş yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına mahkûmiyet halinde ise cezanın infaz tarihinden itibaren üç yıl geçmekle tekerrür hükümleri uygulanmayacak, bu süreler cezanın infaz tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır.
5237 sayılı TCK uygulamasında, anılan Kanun"un 51/8. maddesi uyarınca hakkındaki hapis cezasının ertelenmesine karar verilen hükümlünün, denetim süresini yükümlülüklere uygun ve iyi hâlle geçirmesi halinde, cezası infaz edilmiş sayılacaktır. Denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere aykırı davranması halinde ise, 5237 sayılı TCK’nın 51/7. maddesi uyarınca ertelenen cezanın kısmen veya tamamen çektirilmesine karar verilebilecektir. Her iki halde de diğer koşulların varlığı hâlinde, erteli mahkumiyet hükümlerinin tekerrüre esas alınmasında yasal bir engel bulunmamaktadır. Kesinleştikten sonra iyi halle geçirilme nedeniyle infaz edilmiş sayılan ya da denetim süresi içinde yükümlülüklere aykırı davranılması nedeniyle aynen çektirilmesine karar verilen bu hükümlülükler tekerrrüre esas olabilecektir.
İnceleme konusu somut olayda; mahkemece tekerrüre esas alınan ilamın, Polatlı Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/186 esas, 2008/432 sayılı kararı ile 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan hükmolunan 10 ay hapis ve 375 TL adli para cezasına ilişkin olduğu ve kararın 29/07/2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Adli sicil kaydına göre, cezanın 27/09/2009 tarihinde infaz edilmiş olduğu ve suç tarihi itibariyle TCK’nın 58/2-b maddesinde öngörülen ve infaz tarihi üzerinden işlemeye başlayan 3 yıllık süre geçmiş olduğundan, 05.11.2013 tarihinde işlenen suç açısından, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Yine mahkemece tekerrüre esas alınan Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/12/2009 tarihli ve 2008/63 esas, 2009/840 sayılı ilamında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” değildir. Bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, CMK’nın 223. maddesinde sayılan hükümlerden olmayıp, bu kararların tekerrüre esas kabul edilme imkanı bulunmadığından, mezkur ilam nedeniyle sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilemeyecektir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, yapılan açıklamalara göre yerinde görüldüğünden,
1- Kandıra Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2014 tarihli ve 2013/597 esas, 2014/403 sayılı kararının, CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Karardaki hukuka aykırılığın, aynı Kanun maddesinin 4/d fıkrası gereğince Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; hüküm fıkrasında yer alan tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısımların hükümden ÇIKARILMASINA,
3- Kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 07.03.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.