21. Hukuk Dairesi 2013/3101 E. , 2014/3340 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bakırköy 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2012
NUMARASI : 2009/697-2012/686
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dava, davacının 10.11.2003-20.08.2007 tarihleri arasında kesintisiz geçen sigortalı çalışmalarının Kuruma eksik bildirilmesi nedeniyle Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı işverene ait işyerinde sekreter olarak 01.06.2004-20.08.2007 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının SGK"na tam olarak bildirildiği, mahkemenin, tanık anlatımları arasında çelişki olması nedeniyle davanın reddine karar verdiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davacının tesbitini istediği sürelere ilişkin işverence SGK"na verilmiş dönem ve ücret bordrolarında kayıtlı diğer tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, S.. K.., zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve Muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tesbit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının ileri sürdüğü gibi uyuşmazlık döneminde aralıksız çalışıp çalışmadığını somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan, tanık anlatımları arasındaki çelişki giderildikten sonra hizmet tespiti konusunda karar verilmesinden ibarettir.
2-Öte yandan somut olayda, davacının 01.06.2004-20.08.2007 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde sekreter olarak çalıştığı döneme ilişkin ücretleri, asgari ücret düzeyinden ödenmiştir. Davacı, ücretlerin kayıtlara asgari ücret düzeyinden yansıtılmasına karşın, gerçekte asgari ücretin üzerinde gerçekleştiğini belirtmiştir.
Mahkemece, imzalı ücret bordrolarındaki bazı imzalara davacının itirazının bulunduğu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200. maddesi hükmü ve aynı zamanda nitelikli ve tecrübeli bir işçinin, yaptığı işin özelliğine göre asgari ücret ile çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu da gözetilerek, öncelikle davacının yaptığı işin niteliği dikkate alınarak, işverenin yaptığı bildirimler ile çalışan işçilerin niteliklerini de karşılaştırarak, işverenin çalıştırdığı işçilerin kıdem ve pozisyonuna göre gerçek ücreti üzerinden bildirilip bildirilmediği üzerinde durmak, davacının asgari ücret ile çalışması olağan olmayan nitelikli bir işçi olup olmadığını, nitelikli bir işte çalıştırılıp çalıştırılmadığını tam olarak belirlemek, gerekirse izasına itiraz edilen ücret bordroları üzerinde imza incelemesi yaptırmak, asgari ücretle çalışmasının olağan olmadığı belirlendiği takdirde, işverenin aynı pozisyondaki işçilere ödediği ücretlerin gerçeğe uygun olup olmadığını değerlendirmek, bu bildirimlerin gerçeğe uygun olduğunun belirlenmesi halinde, bu ücretleri esas almak, aksi takdirde benzer işi yapan işyerlerinden, gerektiğinde ilgili meslek odasından ve Türkiye İstatistik Enstitüsü"nden emsal ücret araştırması yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermek gerekir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 27/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.