8. Hukuk Dairesi 2011/4796 E. , 2012/1201 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Felahiye Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.04.2011 gün ve 64/85 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, Felahiye İlçesi İsabey Köyü 102 ada 26 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın ... adına tespit ve tescil edildiğini, oysa, bu taşınmaz 20 yılın üzerinde nizasız ve fasılasız olarak hububat ekmek suretiyle zilyet ve tasarrufu altında olduğunu, bu yerde Hazinenin hiçbir hakkının olmadığını, taşınmazın tamamen tarım arazisi niteliğinde olduğunu, tüm bu nedenlerle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek adına tescilini istemiştir.
Davalı ... vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Mahkemece, dava konusu taşınmazın öncesinde davacının babası İbrahim Özdemir" e ait olduğu, taşınmazın daha sonra babasından annesine, ondan da davacıya kaldığı, davacının eklemeli zilyetlik suretiyle 40 yıldan fazla bir süredir nizasız ve fasılasız olarak buğday ve arpa ekip biçmek suretiyle taşınmazı kullandığı gerekçeleriyle davanın kabulü, davaya konu taşınmazın davalı Maliye Hazinesi adına olan kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamından; 102 ada 26 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliği ile ... adına 03.12.2007 tarihinde tespit görmüştür. İtirazsız olarak 31.01.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, dava konusu taşınmazın öncesinde davacının babası...in kullanımında olduğunu, ölümüyle davacı tarafından kullanıldığını söylemişlerdir. Dosya arasında bulunan nüfus kaydına göre miras bırakan...in 1994 yılında öldüğü belirlenmiştir. Miras bırakan...in davacıdan başka mirasçıları da bulunmaktadır. Bu belirlemelere göre miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. TMK.nun 701. maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir” şeklinde tanımlanmıştır.
Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı Kanunun 702. maddesinde; topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmakta tasarrufi bir işlem olduğuna göre, mirasçılardan birisinin kendi payını ya da bir kısım mirasçıların paylarını satın aldığını ileri sürerek dava açması mümkün değildir. Başka bir anlatımla, bir mirasçının elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisi bulunmamaktadır. Mirasçılar arasında terekedeki hak ve borçları kapsayan ortaklık söz konusudur. Mirasçılar, terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Bir mirasçının taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetlik elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre murisin diğer mirasçıları adına da sürdürülmüş sayılır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümleri uyarınca, davacının terekeye dahil bir mal için üçüncü kişiye karşı tek başına dava açma sıfat ve yetkisi bulunmadığından davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak işin esasına girilmek suretiyle yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 27.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.