14. Hukuk Dairesi 2016/15458 E. , 2020/3725 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07/11/2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil ile intifa hakkının terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu dava konusu 21707 ada 1 parsel sayılı taşınmazda, 14.11.2012 tarihli satış işlemiyle davalılara satılan toplam 1/10 hissenin önalım hakkı nedeniyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiş ve bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur.
Davacı vekili, 06.02.2014 tarihli dilekçe ile davaya konu taşınmazın el değiştirdiğini, davaya yeni malik ...’a karşı devam edileceğini belirtmiş ve muvazaalı olarak davalı ... lehine tesis edilen intifa hakkının terkinini veya intifa değeri tespit edilerek önalım bedelinden mahsubunu ve kalan bedelin önalım bedeli olarak kabulünü talep etmiştir.
Davalı ... ve ... davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, davaya konu 21707 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı 1/10 payın tapu kaydının iptali ile, dahili davalı ... lehine kurulan intifa hakkı kaldırılarak, hissenin intifadan ari olarak davacı adına tesciline; dava konusu hissenin çıplak mülkiyete konu değeri ile tapu harç ve masraf toplamı olan 49.799,00TL’nin davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.
Önalım hakkına konu payın dava sırasında bir başka kişiye veya satışı yapan paydaşa satılması halinde davacının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 125. maddesi hükmü uyarınca seçimlik hakkı olduğundan dilerse davayı yeni satın alan şahsa yöneltir, dilerse davasını tazminata dönüştürerek davalı hakkındaki davasını devam ettirir. Bu nedenle davacıya seçimlik hakkını kullanması için süre verilmelidir. Önalım hakkına ilişkin payın satış yapan önceki paydaşa dönmesi davacının ilk satışla doğan önalım hakkını kullanmasına engel değildir.
Bu gibi hallerde ilk satış bedeli ile ikinci satış bedeli farklı ise davacının hangi satış bedelinden sorumlu olacağı önem kazanır. Önalım davası açıldıktan sonra davaya konu payı satın alan kimse önalım davasının açıldığını bilerek kötü niyetle iktisap etmişse davacı daha düşük ise ilk satış sözleşmesindeki satış bedeli ile, aksi halde son satış bedeli ile sorumludur. Davacının davayı yönelttiği kimsenin kötüniyetli olduğunu iddia etmesi halinde bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. İkinci satış fazla bedelle ilk satan paydaşa yapılmış ise o kimse ilk satışın tarafı olduğu için kötüniyetli olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca kötüniyetin kanıtlanmasına gerek yoktur.
Somut olayda; dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, mahkemenin ikinci satışın kötü niyetli olduğu ve intifa hakkının muvazaalı olarak tesis edildiğine dair gerekçesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, davacı bedelde muvazaa iddiasını ispatlayamamıştır. O halde mahkemece, ikinci satışın kötü niyetli olduğunun kabulü halinde davacının ilk satış sözleşmesindeki satış bedeliyle sorumlu olacağı durumu dikkate alınarak, 14.11.2012 tarihli ilk satış sözleşmesindeki davaya konu 1/10 hissenin satış bedeli ve tapu masrafları önalım bedeli olarak kabul edilip muvazaalı olarak konulan intifa hakkı kaldırılarak dava konusu 1/10 hissenin davacı adına tescile karar verilmelidir.
Mahkemece belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.