8. Hukuk Dairesi 2011/3707 E. , 2012/1184 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi
... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair Aksaray 1. Aile Mahkemesinden verilen 30.03.2011 gün ve 427/257 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, tarafların 1989 yılında evlendiklerini, yurtdışında çalışmaları nedeniyle elde ettikleri ortak birikimlerle taşınmazların edinildiğini açıklayarak 3610 parselin 1/2 payı ile 411 ada 1 parsel, 212 ada 6, 7, 9, 10 ve 11 parsellere yapılan katkı nedeniyle mal rejiminin tasfiyesini istemiş, harcını yatırmak suretiyle verdiği 17.06.2010 tarihli ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 50.000 TL alacağın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazların boşanmadan sonra edinildiğini, davacının katkısı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu 3610 parsel ile 212 ada 6, 7, 9,10 ve 11 parsellerin mal rejimi sona erdikten sonra 2006 yılında alındığını, 411 ada 1 parselin öncesi olan 4128 parsel evlilik birliği içerisinde mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 21.08.1995 tarihinde alınmış ise de, davacının katkısını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 20.01.1989 tarihinde evlenmiş, 17.04.2000 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin yabancı Aile Mahkemesi hükmünün 05.06.2000 tarihinde kesinleşmesi üzerine Aksaray Aile Mahkemesinin 10.05.2006 tarihinde kesinleşen tanıma kararıyla boşanmışlardır. Başka mal rejimi seçilmediğinden (4722 s.K. m.10) eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m. 202, 225 ).
Dava konusu 411 ada 1 parsel 18.07.2003 tarihinde imar yoluyla davalı adına tescil edilmiş, taşınmazın öncesi 4128 parsel olup, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 21.08.1995 tarihinde satın alma yoluyla davalı adına tescil edilmiştir. Diğer taşınmazlar ise, satış yoluyla 08.05.2006 tarihinde davalı ... adına tescil edilmiştir. Bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi 411 ada 1 parsel (eski 4128 p.) dışındaki taşınmazlar, taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra 08.05.2006 tarihinde edinilmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Davacı taşınmazların alınmasına İngiltere’deki çalışma ve birikimleriyle katkıda bulunduğunu açıklayarak önce mal rejiminin tasfiyesini istemiş, harcını yatırmak suretiyle verdiği ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50.000 TL alacak talebinde bulunmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, tarafların İngiltere’de gelir getiren işlerde çalıştıkları hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı da çalışarak belirli bir gelir elde ettiğine göre kural olarak davalı adına kayıtlı 411 ada 1 sayılı parsele katkısının olduğunun kabulü gerekir.
Boşanma kararının kesinleştiği tarihten sonra alınan dava konusu taşınmazların birlikte kazandıkları parayla alındığı ileri sürülmüş ancak bu hususta herhangi bir delil sunulmamış ise de mahkemece davacı tarafa kanıtlama olanağı tanınmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36.maddesine göre, herkes meşru vasıta ve yollarla mahkemelerde iddia ve savunma hakkına sahiptir.Yine, TMK.nun 6.maddesine göre, iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir. Davacı vekili dilekçesinde her türlü delile dayandığına göre yemin deliline de dayanmış sayılır. Bu nedenle 411 ada 1 sayılı parsel dışındaki tüm parseller için mahkemece davacı tarafa davalıya yemin teklif hakkı bulunduğu hatırlatılarak yemin teklif etmek istiyorsa HUMK.nun 337. maddesine (6100 sayılı HMK.227 m.vd.) göre usulüne uygun biçimde hazırlanacak yemin davetiyesiyle davalının davet edilmesi ve HUMK.nun (6100 sayılı HMK) yemine ilişkin hükümleri dikkate alınarak usulüne uygun bir biçimde davalının yeminli beyanının alınması ve elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Dava konusu 411 ada 1 parsele gelince; bu taşınmaz yönünden dava; 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca katkı payı alacağı davası niteliğinde olup verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Mahkemece, iddia ve savunmalar dikkate alınarak tarafların her birinin ayrı ayrı taşınmazın edinildiği tarihteki, toplam gelirinden tarafların sosyal statüleri ile konumlarına göre yapabilecekleri kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM’nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarının ne olacağının belirlenebilmesi için konunun uzmanı bilirkişi kurulundan rapor alınması suretiyle davacı ile davalının çalışmaları karşılığında elde ettikleri gelirle sağlayabilecekleri katkı miktarının ayrı ayrı saptanması, daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacının katkı oranının bulunması, bulunan bu oranın dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri ile çarpılarak katkı payı alacağının tespit edilmesi, ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken mahkemece bu gerekliliğe uyulmadan yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile eksik araştırmaya dayalı hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 27.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.