Esas No: 2021/2254
Karar No: 2022/6898
Karar Tarihi: 11.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2254 Esas 2022/6898 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2254 E. , 2022/6898 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08.09.2020 tarih ve 2015/1 E- 2020/99 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.01.2021 tarih ve 2020/1275 E- 2021/84 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2002 yılından itibaren Sürmene'de beyaz eşya ve mobilya ticaretiyle iştigal ettiğini, 2005 yılında hastalığı nedeniyle beyin ameliyatı geçirdiğini, iş yerinin basit günlük işlerini yapması için kardeşi...'ı işe aldığını, müvekkilinin...'a iş yerinin basit işlemlerinin idaresi dışında yetki vermediğini, 2007-2008 yılları arasında davalı banka tarafından müvekkilinin ticari hesabı üzerinden...'a boş çek karneleri verildiğini, ...'ın gerek kendi adına gerekse müvekkilinin imzasını taklit etmek suretiyle doldurup üçüncü şahıslara verdiğini, davalı bankanın müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında...'a çek karnesi vermiş olması nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğu, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi, 150.000,00-TL manevi tazminatın çek koçanlarının teslim tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 12.11.2019 havale tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini119.598,00-TL'ye çıkartarak bu bedelin 25.10.2008 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, zarar ile müvekkilinin eylemleri arasında illiyet bağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalı bankanın çek karnesi verirken, yasal olarak alması gereken belgelerin yanında, bu belgelerinin sıhhatini araştırması, kaynaklarından teyidinin alması, sağlıklı bir istihbarat çalışması yapması gerektiği, halde bunları yapmadığı, davacının dava dışı üçüncü kişilere çek karnesi verilmesine ilişkin talimat, vekaletname, yetki belgesi gibi bir izin/onay belgesinin bulunmadığı, üçüncü kişinin davacının kardeşi olmasının bankanın sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi'nce düzenlenen raporda bir kısım çeklerdeki imzaların davacının eli ürünü olduğu, bir kısım çeklerdeki imzaların ise davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, davacının talimatı olmadan üçüncü kişiye verilen çek karnesi nedeniyle davacı hakkında ceza davalarının açıldığı, haberdar olduklarına itirazı üzerine imza incelemesi yapılarak imzaların kendisine ait olmadığının anlaşılması üzerine beraatine karar verildiği, bir kısım çekler için ise ödeme yapılmaması için bankaya başvuruda bulunduğu, bankacı bilirkişi raporu doğrultusunda davalı bankanın davacıya ait hesaplar üzerinden çek karnelerini gerekli dikkat ve özeni göstermeden üçüncü kişilere vermesi sebebiyle talebe konu 33 adet çek bakımından 24/33 oranında kusurlu olduğu, davacının ise ağır hastalık geçirdiği dönemde çeklerle ilgili ödemeleri tespit edip bankayı zamanında uyardığı, davacının eli ürünü olan çekler dışında eli ürünü olmayıp talimatı dışında üçüncü şahsa verilen ve ödemek zorunda kaldığı gerekçesiyle, çeklere ilişkin banka tarafından davacının hesabından en son ödenen çekin ödeme tarihi olan 25/10/2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte 119.598,00TL maddi tazminat ve işleyecek yasal faizi ile birlikte 20.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının eylemlerinin oluştuğu ileri sürülen zarar ile davalının eylemleri arasındaki illiyet bağını ortadan kaldırdığı, bu haliyle davacının kendi kusuruyla uğramış olduğu zarar uyarınca davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının kaldırılarak yerine davacının maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.