10. Hukuk Dairesi 2016/4927 E. , 2016/5211 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) 1983 yılında düzenlenen giriş bildirgesiyle kolektif şirket ortaklığı ve vergi kaydına dayalı olarak davalı Kurumca 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalılık tescili gerçekleştirilen davacının 2002 yılının Haziran ayında yaşlılık sigortasından aylık tahsis talebini Kuruma yöneltmesi üzerine, 2829 sayılı Kanun hükümleri uygulanıp hizmet birleştirmesi yapılmak suretiyle kendisine, 31.08.1983 – 31.12.1996 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna tabi 4.800 günlük zorunlu, 01.02.1997 - 31.03.1999 ve 01.04.1999 – 31.07.2000 dönemlerinde 506 sayılı Kanun kapsamında 780 ve 480 günlük zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılığı olmak üzere toplam 6.060 prim ödeme gün sayısı üzerinden 506 sayılı Kanunun Geçici 81/C-(a) maddesi gereğince 01.07.2002 tarihinden itibaren aylık bağlandığı, 2012 yılının Nisan ayında Kurumca yapılan kontrolde davacının 15.07.1985 – 31.03.1987, 01.10.1988 – 31.12.1989, 01.03.1990 – 31.01.1991, 01.03.1993 – 30.04.1993, 01.04.1995 – 30.04.1995 dönemlerinde Almanya’da, anılan ülke sosyal güvenlik kurumuna tabi çalışması belirlenerek çalışma süreleriyle çakışan sigortalılığının ve başlangıç günü itibarıyla da aylığının iptal edilip yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği, davacının 31.08.1983 – 18.11.1996 tarihleri arasında mefruşat faaliyetine dayalı kolektif şirket ortaklığı ve vergi kaydının bulunduğu anlaşılmakta olup işbu davada istem, Kurum işleminin iptali, sigortalılığı geçerli kabul edilerek yeniden yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin ve ödenen aylıklar nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
Davanın yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun 24. maddesi gereğince zorunlu sigortalılık için, 20.04.1982 – 21.03.1985 (dahil) döneminde vergi kaydının, 22.03.1985 – 01.08.2003 (dahil) tarihleri arasında vergi veya meslek kuruluşu ya da ...kaydının varlığı ile birlikte ayrıca kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun da gerçekleşmesi zorunlu olduğundan, davacının Almanya’da ve anılan ülke sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak gerçekleşen çalışma sürelerinde, özellikle Türkiye’deki mefruşatçılık mesleğine dayalı kolektif şirket ortaklığı ve vergi kaydı dikkate alındığında söz konusu Kanun hükümleri yönünden “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmış kişi” ve dolayısıyla “zorunlu sigortalı” olarak kabul edilemeyeceği belirgin olup çakışan sürelere ilişkin sigortalılığın iptali yerindedir. Bununla birlikte, davacının çakışma dışı kalan 31.08.1983 – 14.07.1985, 01.04.1987 – 30.09.1988, 01.01.1990 – 28.02.1990, 01.02.1991 – 28.02.1993, 01.05.1993 – 31.03.1995, 01.05.1995 – 31.12.1996 dönemlerinde zorunlu sigortalı sayılması gerektiği gibi, değinilen dönemlerde Kurumca da sigortalılığına geçerlik tanındığı açıktır. Şu durumda, söz konusu sürelerde 3.309 günlük 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalılığı bulunan davacı, 506 sayılı Kanuna tabi hizmetleri de gözetildiğinde 01.07.2002 tarihi itibarıyla 506 sayılı Kanunun Geçici 81/C-(a) maddesi gereğince bu kez 4.569 gün üzerinden aylığa hak kazandığından bu çerçevede irdeleme yapılarak elde edilecek sonuca göre istemler hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın tümden reddedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.