Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4946
Karar No: 2022/6925
Karar Tarihi: 12.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4946 Esas 2022/6925 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/4946 E.  ,  2022/6925 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın reddine dair verilen 09.02.2021 tarih ve 2020/1968 E. - 2021/206 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının yaş sebze ve meyve ticareti ile uğraştığını, mesleki faaliyet kapsamında 2013 yılında Serik ilçesinde bulunan toptancı halinde işyeri almak istediğini, davalının yöneticileri tarafından teminat karşılığında faaliyette bulunabileceğinin belirtilmesi üzerine 500.000,00 TL bedelli, lehdar ve keşide tarihi boş çeki imzalayarak davalı dernek başkanına teslim ettiğini, ancak toptancı halinde istediği gibi işyeri bulamadığını, çekin iade edilmediğini ileri sürerek, davacının 500.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, çekin davacı tarafından ödenmediğini, davacının davayı kötü niyetli olarak açtığını belirterek davanın reddini ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, kambiyo senedi niteliğinde olan dava konusu çekin sebepten mücerret olduğu, davalı dernek yetkilisinin isticvaptaki beyanı nedeniyle ispat yükünün davalıya geçmeyeceği, davada ispat yükü üzerine düşen davacının iddiasını usulüne uygun kesin delil ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince, davaya konu çekin teminat amacıyla davalı tarafa verildiği kanaatine ulaşıldığı ve teminat olgusunun ortaya konulup teminat altına alınan riskin gerçekleştiği yönünde herhangi bir savunma da yapılmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, karar Dairemizce bozulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, TBK'nın 207/2. maddesi gereğince sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça ve aksine bir adet bulunmadıkça satıcı ve alıcının borcu aynı anda ifa edilmekle yükümlü oldukları, davacı çeki verdiğinde satışa konu malın bedelini ödediği, çek konusu malında teslim alındığı var sayılacağı, bunun aksinin yazılı delil ile davacı tarafça ispatlanması gerekirken buna ilişkin yazılı bir belge sunulmadığı gibi davalı tarafın dava konusu çekin teminat çeki olduğuna ilişkin kabulünün de olmadığı, İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 1. bendi "Yargıtay ilgili dairesinin tamamen veya kısmen bozma kararı, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir." 2. bendi "Bölge adliye mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtayca tamamen veya kısmen bozulduğu takdirde dosya, kararı veren bölge adliye mahkemesi veya uygun görülen diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderilir." şeklinde düzenlenmiş olup, Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre Bölge Adliye Mahkemesinin, İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırıp yeniden esas hakkında karar vermesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtay'ca bozulması halinde bozmaya karşı gerek direnme, gerekse bozmaya uyarak yeniden karar verme hak ve yetkisi Bölge Adliye Mahkemesine aittir. Bölge Adliye Mahkemesi'nin hüküm mahkemesi sıfatıyla verdiği yeniden esas hakkındaki karar sonrasında HMK'nın 360. maddesinin atfıyla ilk derece mahkemelerinde uygulanan yargılama usulüne göre yargılama yapıp öncelikle Yargıtay bozma kararına karşı HMK'nın 373/3. maddesi gereğince uyma veya direnme konusunda bir karar verir; bu kararı yine hüküm mahkemesi sıfatıyla vermektedir. Bozmaya uyduğu takdirde artık yargılamaya hüküm mahkemesi sıfatıyla devam etmekte olduğundan bozma kararına uygun olarak yeniden esas hakkında karar vermelidir.
    Somut olayda, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince yeniden esastan kurulan kabul hükmü Dairemizce bozulmuş, bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyulup, nihai olarak ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince hüküm mahkemesi sıfatıyla bozmaya uyulduğundan, öncelikle bozma kararı yerine getirilmek suretiyle davacının davasını ispat imkanı verilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve hatalı usul ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi