12. Hukuk Dairesi 2020/2604 E. , 2020/9838 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, borçlular aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçlu ... vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 06.03.2018 olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece; borçlu vekilince 21/02/2018 tarihinde icra dosyasına vekaletname sunulduğu gerekçesi ile şikayetin süreden reddine karar verildiği, borçlu vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, borçlunun usulsüz tebligata yönelik şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarih olarak bildirilen 06.03.2018 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
7201 sayılı Kanun"un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK"nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur.
Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK"nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur.
Öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından şikayetçi borçlunun bildirdiği tarih esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu"nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.
Somut olayda, borçlulardan ...’a gönderilen ve 16.03.2017 tarihinde tebliğ edilen ödeme emri tebliğ mazbatasının incelenmesinde; muhatabın adresinde daimi çalışanı ...’ye tebliğ edildiği muhatabın adreste bulunup bulunmadığının tespiti
yapılmadan doğrudan çalışana yapılan tebligat bu hali ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 17. ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddelerine uygun yapılmadığından usulsüzdür. Her ne kadar takip dosyasının UYAP’ta taralı olmadığı,fiziki dosyanın da icra dairesinde bulunamadığı iddia edilmiş ise de bu iddiasını belgelendirmediği, İcra müdürlüğünün 04/02/2019 tarihli cevabi yazısında, borçlu ... vekili Av. ...’ın 21.02.2018 tarihinde takip dosyasına vekaletname sunduğu,borçlu vekilince bu tarih itibariyle takipten haberdar olduğu, itirazın ise yasal 7 günlük itiraz süresinden sonra, yani 12.03.2018 tarihinde yapıldığı görülmektedir.
O halde, bölge adliye mahkemesince, ıttıla tarihinin, borçlu vekili tarafından sunulan vekaletnamenin onaylanma tarihi olan 21.02.2018 olarak kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik 12.03.2018 tarihli şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 371. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 17/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.