12. Hukuk Dairesi 2020/2358 E. , 2020/9830 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; dayanak çekin 09/01/2017 olan keşide tarihinin 09/11/2017 olarak tahrif edilerek yeniden tedavüle çıkarıldığını, tahrifattan önceki tarihe göre sorumlu olduğunu, bu tarihe göre de çekin süresinde ibraz edilmeyip çek niteliğini yitirdiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince itirazın kabulüyle takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince takibe konu çekin keşide tarihinin yapılan değişiklik gereği 09/11/2017 olarak kabulünün gerektiği, tahrifat iddiasının yalnızca keşideci tarafından ileri sürülebileceği ve ciranta olan borçlu tarafından hamile karşı ileri sürülemeyeceği gerekçeleriyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Takip dayanağı çekin ciro zincirinin incelenmesinde; çekte ilk cironun lehtara ait olduğu, takip alacaklısı ...’ un ciro silsilesi içerisinde yer aldığı, görülmektedir. Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.
Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2015 gün ve 2013/19-1746 E., 2015/896 K.).
Çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı, imzanın da sahte olduğu yönündeki itirazlar, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden HMK"nun 266. maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi ile sonuçlandırılmalıdır. Çek keşideci tarafından düzenlenmiş olduğundan, çek üzerindeki çıkıntı ve değişikliklerin keşideci tarafından paraf edilmesi ya da imzalanması gerekir. Ayrıca bu durum çekin vasfını etkileyen bir husus olduğundan, keşideci dışındaki tarafların da itiraz ve şikayette bulunmakta hukuki yararları vardır.
Somut olayda; takip dayanağı olan çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı iddiası keşideci tarafından ileri sürülmese dahi, çekin geçerliliği mutlak def’i mahiyetindeki bu iddiaya bağlı olduğundan muteriz borçlu (ciranta) tarafından alacaklı hamile karşı ileri sürülebilir.
O halde, bölge adliye mahkemesince HMK"nun 266. maddesi uyarınca yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılarak, takibe dayanak çekin keşide tarihi altındaki imzanın, keşide yerinde mevcut keşideci imzası ile karşılaştırılıp aynı elin ürünü olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nin 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 20/01/2020 tarihli ve 2019/614 Esas-2020/153 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.