8. Hukuk Dairesi 2012/1063 E. , 2012/1163 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Altıntaş Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.04.2011 gün ve 103/91 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, mirasen intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak 182 ada 20 parsel sayılı taşınmazdaki davalı adına olan ½ payın tapu kaydının iptali ile adına, 101 ada 469 ve 501 parseller, 113 ada 7 parsel ve 147 ada 17 parsel sayılı taşınmazlarda ise miras payı oranında tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, 22.04.2010 tarihli yargılama oturumunda, mirasçılar arasında yapılan 13.09.2000 tarihli taksim sözleşmesini kabul ettiğini, 24.02.2011 tarihli yargılama oturumunda ise dava konusu taşınmazları satın aldığını, buna ilişkin senetlerin bulunduğunu, davacının hakkı olmadığını ve senetleri ibraz edeceğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu parsellere ait kadastro tutanakları getirilmiştir. Belgesizden, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak, 30.05.2008 tarihinde 182 ada 20 parsel ½" şer paylı olarak davalı ... ile davacı ... adlarına, diğer taşınmazların ise davalı ile diğer mirasçılar adına paylı olarak tespit ve tescil edildikleri görülmüştür.
Davacı, dava konusu taşınmazların tümünün ortak miras bırakan ...’dan kaldığını, 182 ada 20 parsel sayılı taşınmazın paylaşım sonucu kendisine özgülendiğini, diğer taşınmazların ise paylaşıma tabi tutulmadığını ve kendisinin de paydaş olduğu halde kadastro çalışmaları sırasında adına pay verilmediğini ileri sürerek miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı ise yargılama oturumlarında alınan beyanlarında özet olarak; önce mirasçılar arasındaki paylaşım sözleşmesinin doğru olduğunu açıklamış, daha sonra dava konusu taşınmazları senetle satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece TMK.nun 640. maddesine göre elbirliği hükümlerine tabi taşınmazlarda bir mirasçının kendi payı yönünden dava açmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, miras payına dayalı mirasçılar arasındaki payın iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, taraflar 08.04.1995 tarihinde ölen ... mirasçılarıdır. Elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda mirasçıların birbirleri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmaları mümkün olup oybirliği aranmaz.(TMK.m.701, 702 HGK.nun 23.10.1996 tarih 1996/522 Esas, 1996/713 Karar). Ancak mirasçılardan birinin taşınmazın diğer mirasçılar adına da tapuya tescilini istemesi TMK.nun 640 ve 702. maddelerine göre mümkün değildir. Çogun içinde azda vardır kuralı gereği davacının talebini kendi payı yönünden iptal ve tescil isteğine yönelik olduğunun kabulü gerekir. Diğer bir anlatımla, mirasçıların birbirlerine karşı açtıkları davalarda oybirliği aranmaz. Bu ilke TMK.nun 701 ve 702. maddelerindeki kuralın istisnasını oluşturmaktadır. Açıklanan bu nedenlerle mahkemenin ret gerekçesi doğru olmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde tarafların delillerinin toplanması, taksim ve satış olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine çalışılması, tüm deliller ve dosya kapsamının birlikte değerlendirilmek suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmiş bulunması doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 27.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.