Esas No: 2021/23883
Karar No: 2022/1167
Karar Tarihi: 31.01.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/23883 Esas 2022/1167 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen tasarrufun iptali davasında, davalı borçlu ...'nin iflası sırasında yapılan satışların iptali talep edilmiştir. Mahkeme, davalı ...'ye yapılan satışın senedin tanzim tarihinden sonra yapıldığı gerekçesiyle kabul etmiş, fakat davalı ...'ye yapılan satışın senet tanzim tarihinden önce yapıldığı gerekçesiyle reddetmiştir. Yargıtay, kararı gerekçesiz olduğu ve iptal nedenlerinin belirtilmediği gerekçesiyle bozmuştur. Bu nedenle, mahkeme davalı borçlu ... ile 3. kişi arasında yapılan araç devrine ilişkin hangi iptal nedenine dayalı olarak dava kabul edildiğinin belirtilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, davacının talep ettiği borcun iptal edilebilmesi için davanın koşulunu oluşturan borcun tasarruftan önce doğmuş olması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkeme borcun doğumuna ilişkin temel ilişki konusunda delillerin sunulması için süre verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Son olarak, iflas eden borçlu hakkında yapılan bir tasarrufun iptali davası ise, İflas İdaresi tarafından takip edilmelidir. Kararda, İİK'nın 277, 245, 388/3-5 ve 428 maddeleri belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı müflis ... İflas İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin 10/10/2011 tarih, 2010/12300 Esas ve 2011/8943 Karar sayılı bozma ilamında; "Yargılama sırasında davalı borçlu ...’ın iflas ettiği anlaşıldığından iflas sonrasında 1. ve 2. alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığı araştırılarak davaya masa tarafından mı davacı tarafından mı devam edileceğinin belirlenmesinin gerektiği ve mahkemenin kararının davayı hangi iptal neden ya da nedenlerine dayalı olarak karara bağladığı hususunu içermediği" belirtilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davalı ...’ye yapılan satışın takibin dayanağı bononun tanzim tarihinden sonra olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne diğer davalı ...’ye yapılan satışın ise senedin tanzim tarihinden önce olduğu gerekçesiyle bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı müflis ... İflas İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu araçlarını davalılar ... ve ...’ye satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir. Mahkemece; davalı borçlu ... tarafından davalı ...’ye devredilen araç yönünden davanın kabulüne karar verilmişse de; daha önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere; Yargıtay denetiminin ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabileceği nazara alınmadan mahkeme hükmünde, gerekçe olarak “senet tanziminden sonra” ya da “senet tanziminden önce” ifadelerinin kullanılması ve böyle bir kararın, davanın hangi iptal neden ya da nedenlerine dayalı olarak karara bağlandığı hususunu içermediği, bu durumun Anayasa’nın 141/3, HUMK’nın 388/3-5 maddelerine aykırı olduğu gibi HUMK’nın 428. maddesi gereğince Yargıtay denetimi olanağını da ortadan kaldırdığı gözetilmeden karar verilmesi isabetli değildir. Bu durumda; mahkemece yapılacak iş; davalı borçlu ... ile davalı 3. kişi Ayşe arasında yapılan araç devrine ilişkin tasarruf yönünden usuli kazanılmış haklar da
gözetilmek suretiyle davanın hangi iptal nedenine dayalı olarak kabul edildiğinin hükmün gerekçesinde tartışılmasından ibarettir.
2-Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz.
Somut olayda; mahkemece; davalı borçlu ... tarafından davalı 3. kişi ...’ye devredilen araç yönünden; satıştan sonra senedin tanzim edildiği anlaşıldığından talebin reddine karar verilmişse de; davacının İzmir 17. İcra Müdürlüğü'nün 2000/10929 sayılı takip konusu alacağı 23/05/2000 tanzim tarihli 10.000,00 TL bedelli bonodan kaynaklı olup, dava konusu tasarruf 20/01/2000 tarihinde yapıldığından tasarrufun bu borçtan önce yapıldığı görülmektedir. Ancak uygulamada alacak- borç ilişkisi daha önce başlamasına rağmen alacak için düzenlenen bono veya çek gibi kıymetli evraka sonraki tarihlerin atıldığı sıklıkla görülmektedir. Bu nedenle davacı alacaklı, borcun doğumunun takip dayanağı bononun tanzim tarihinden önce gerçekleştiğini ileri sürerse mahkemece alacaklıya bu konuda kanıt sunma olanağı verilmeli, gerekirse davacı alacaklı ile borçlu isticvap edilerek senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişki sorulmalı, gerektiğinde davacı ile davalı borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak borcun gerçek doğum tarihi tespit edilerek koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalıdır. O halde mahkemece, davacı vekiline takip konusu borcun doğumuna ilişkin temel ilişki konusunda delillerini sunması için süre verilmesi, sunduğu delillerin toplanması, davacı ve davalı borçlunun varsa ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, gerektiğinde davacı ve borçlunun isticvabı ile borcun doğumunun tespiti; daha önce doğduğu ispatlandığı takdirde buna ilişkin dava koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek işin esasına girilip yasal maddeleri açıklanan iptal nedenlerinin oluşup oluşmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Aksi durumun tespiti halinde ise borcun doğumu tasarruf tarihinden sonra ise davanın ön koşul yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekir.
Mahkemece bu maddi hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı tespit ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kati aciz belgesi bulunan alacaklılar ile borçlu iflas etmiş ise iflas idaresi ya da İİK'nın 245. maddesi gereğince iflas idaresi tarafından dava hakkı kendisine devredilen alacaklılar açabilir.
Somut olayda, borçlu ...’in yargılama devam ederken Karşıyaka (Kapatılan) 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/01/2014 tarih, 2013/65 Esas 2014/16 sayılı kararıyla iflasına karar verildiği, kararın kesinleştiği ve ikinci alacaklılar toplantısının 20/07/2018 tarihinde yapılarak davanın iflas idaresi tarafından takip edildiği ve iflas idaresi temsilcisinin davaya dahil edildiği anlaşıldığından, verilecek kararın iflas idaresi lehine veya aleyhine kurulması gerekmekte iken, yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı müflis ... İflas İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 31/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.