8. Hukuk Dairesi 2012/437 E. , 2012/1159 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Akseki Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 28.07.2010 gün ve 290/419 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, kadastro çalışmaları sırasında vekil edenlerinin miras bırakanı ...adına tespit ve tescil edilen 103 ada 18 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde bulunan dava konusu yerin, kadastroda davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 103 ada 16 nolu parsel içinde kaldığını açıklayarak, bu yerin tapu kaydının iptali ile miras bırakan ...mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu 103 ada 16 nolu parsele ait taşınmazın 18.06.2012 tarihli teknik bilirkişinin raporunda A harfiyle gösterilen 143 m2"lik bölümünün tapu kaydının iptali ile ...mirasçıları adına payları oranında tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu 103 ada 16 parsel sayılı taşınmaz, herhangi bir belge uygulanmaksızın kadimden beri zeminde taşlık kayalık ve ham toprak vasfı ile mevcut bulunduğu, ileride imar ihya yoluyla Devlete ekonomik yarar sağlayacak yerlerden olup üzerinde zilyetlik iddiasının da bulunmadığı tutanakta açıklanmak suretiyle ham toprak niteliğiyle 02.08.1996 tarihinde Hazine adına tespit edilmiş, 3. kişilerin tespite itirazları üzerine Akseki Kadastro Mahkemesinde 2002/1-16 Esas ve Karar sayılı dava dosyasında açılan davada, anılan taşınmazın bir bölümüne yönelik iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş, hükmün 18.05.2001 tarihinde kesinleşmesi üzerine infazı sonucu kabule ilişkin bölüm 103 ada 58 parsel sayılı taşınmaz olarak dava dışı 3. kişi adına tescil edilmiş, dava konusu edilmeyen bölüm ise aynı ada ve parsel altında davalı Hazine adına tescil edilmiştir.
Bir taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilebilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunması ve taşınmazın özel mülkiyete elverişli yerlerden olması gerekmektedir. (TMK.nun 999.md) Taşınmaz başında yapılan keşif sonucunda Ziraat Mühendisi Hicabi Tokmak tarafından düzenlenen 23.06.2010 tarihli raporda; çekişme konusu taşınmazın toprak yapısının ana kayaç kireç taşından oluştuğu orta-sığ derinlikte, organik madde bakımından zayıf, pulluk taban seviyesi oluşmamış, erozyona maruz kalmış, ağır bünyeli, su tutma kapasitesi yüksek, biyolojik ve kimyasal aktiviteleri olan topraklardan olduğu, keşif tarihi itibariyle taşınmazın 13-15 yıldır ekim dikim işlemlerine tabi tutulmadığı, bu bakımdan arsa vasfında değerlendirilebilir yerlerden olduğu açıklanmıştır. Bundan ayrı keşif sırasında çektirilip dosya arasına konulan fotoğraflara göre de zeminin tamamen taşlık yapıda ve yoğun biçimde çalılar ile kaplı olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar aynı keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıklar, davacı ve murisinin 60 yılı aşkın süre bitişikteki kendilerine ait 18 parsel sayılı taşınmazda bulunan evlerinin avlusu ve bahçesi niteliğinde kullandıklarını açıklamış iseler de; az yukarıda açıklanan ve maddi bulgular ile bilimsel gerekçelere dayalı ziraatçı bilirkişinin Dairemizce de yeterli görülen açıklamalı raporu ve keşif sırasında çektirilen fotoğraflar karşısında ve ayrıca bitişikte bulunan davacıya ait 18 parselde yer alan evin zorunlu kullanım alanı, avlusu niteliğinde de bulunmadığının belirlenmesi karşısında ekonomik amaca uygun kazanmaya elverişli zilyetliğin varlığından söz edilemez. Bundan ayrı, taşınmaz bir bütün olarak değerlendirildiğinde, hakim vasfının tarıma elverişli olmayan arazi niteliğinde olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken soyut nitelikli ve takdiri delil niteliğindeki yerel bilirkişi ve tanık ifadelerine değer verilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, 27.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.