Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/15299
Karar No: 2022/1145
Karar Tarihi: 31.01.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15299 Esas 2022/1145 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/15299 E.  ,  2022/1145 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı vekili tarafından talep edilmiş, davalı vekilince duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 19/01/2022 Çarşamba günü davalı vekili Av. ... geldi, davacı adına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı vekili; plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarpmasıyla oluşan kaza sonucunda davacının yaralanıp % 26 oranında malul kaldığını belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada şimdilik 15.000,00 TL. kalıcı maluliyet tazminatının kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 21/10/2020 tarihli artırım dilekçesiyle, taleplerini 262.862,87 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; kusur ve sorumluluk ile maluliyete itiraz ettiklerini, tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kısmen kabulü ile 218.365,28 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının 17/08/2020 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine dair verilen karara davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davacı vekili ve davalı vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, İmamoğlu C. Başsavcılığı'nın 07/01/2020 tarih- 2019/500 sayılı daimi arama kararında, davaya konu olayın meçhul aracın sebep olduğu trafik kazası olarak kabul edildiği dikkate alındığında, olayın meçhul aracın sebebiyet verdiği trafik kazası olduğuna ilişkin kabulde bir isabetsizlik görülmemesine; davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranını, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik ile ekindeki cetvellere uygun biçimde belirleyen 10/06/2020 tarihli uzman doktor heyeti raporunun karara esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemesine; davacının maluliyeti ile koruyucu tertibat kullanılmaması arasında illiyet bağı bulunmadığı açıkça anlaşıldığından, tazminattan bu nedenle indirim yapılmayışının yerinde görülmesine ve davalı için temerrüt tarihinin usulünce saptanmış olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa'dan alınan 1931 tarihli "PMF" cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi'nin çalışmalarıyla "TRH 2010" adı verilen "Ulusal Mortalite Tablosu" hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu'na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla; karara esas alınan tazminat hesaplamasında, TRH 2010 Tablosu'nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş olmakla birlikte, davacı vekilinin yargılama aşamasındaki rapora itirazında ve temyiz dilekçesinde PMF 1931 Tablosu'nun kullanılması gerektiğine ilişkin itiraz ve kabulü nedeniyle, tazminat hesabında PMF 1931 Tablosu'nun (TRH 2010 Tablosu'ndan daha kısa ömür süresi belirlediği halde davacı kabulü gereği) kullanılması gerekli görülmüştür.
    Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve UHH tarafından da karara esas kabul edilen 09/12/2020 tarihli aktüer ek raporunda; 01/06/2015 tarihli ... Genel Şartları dahilinde, TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre ve %1,8 teknik faiz uygulanarak, işleyecek devre bakımından ise "devre başı ödemeli belirli süreli rant" formülü kullanılarak tazminat hesabı yapılmıştır. Tazminat hesaplamasında, yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi'nin 17/07/2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK'nun 90. maddesindeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir" bölümündeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ... Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli ranf formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir ki, esas alınan rapor bu yönüyle de yeterli bir rapor değildir.
    Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı için, PMF 1931 Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi (davalı lehine olacak biçimde daha kısa ömür süresi belirlediği halde davacı vekilinin temyiz dilekçesindeki talebiyle bağlı kalınması gerektiğinden), % 1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından da "progresif rant" formülü kullanılarak tazminatın hesaplanmasının gerektiği dikkate alınmak suretiyle, anılan biçimde hesaplama yapan ve davacı tarafın kabul edip üzerinden ıslahı yaptığı 20/10/2020 tarihli aktüer raporunun karara esas alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Davalı taraf, davacının ehliyetsiz sürücünün aracına bilerek binmekle müterafik kusurlu olduğu savunmasında bulunmuş; Hakem Heyeti tarafından, davacının yolcu olduğu araç sürücüsünün kazada kusuru bulunmadığından (KTT gereği), davacı bakımından müterafik kusurun söz konusu olmayacağı gerekçesiyle, davalı yanın anılan savunmasına itibar edilmemiştir.
    Davaya konu edilen kaza, yerleşim yeri içinde, davacının yolcu olduğu aracın seyrettiği bölüme sokak (kontrolsüz kavşak) bağlantısı olan yerde, meçhul aracın sokağa girmek için sola dönüş yaptığı esnada meydana gelmiştir. Davacının yolcusu olduğu araç sürücüsünün sokak bağlantısı olan yere yaklaşırken hızını ayarlaması halinde de kazanın meydana gelip gelmeyeceğinin (hız nedeniyle kusuru olup olmadığının) irdelenmesiyle kazadaki kusur tespitinin yapılması gerektiği açıktır. Bu itibarla; ehliyetsiz sürücünün aracına binen zarar gören (davacı) açısından müterafik kusur kabulü için, sürücünün kazada kusurlu olması gerektiği kabulü yerinde olmakla birlikte, kusur tespiti bakımından rapor alınmadan ve sadece kaza tespit tutanağındaki tespitle yetinilmesi eksik inceleme niteliği taşımaktadır.
    Açıklanan nedenlerle; davacının yolcu olduğu araç sürücüsü İsa Demirel'in ehliyetsiz oluşunun kazanın oluşumunda etkili olup olmadığı da irdelenerek, kazaya karışan araç sürücülerinin kusur durumlarının tespiti için, konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınması; davacının yolcu olduğu araç sürücüsünün kazada kusuru bulunduğunun saptanması halinde, davacının ehliyetsiz sürücünün aracına binmekle müterafik kusurlu olup olmadığının irdelenmesi, TBK'nın 52. maddesi uyarınca maddi tazminattan makul oranda hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediğinin tartışılması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    4-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla (nispi tam) vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; İHH kararının (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı yararına, (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı yararına BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; 3.815,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya geri verilmesine 31/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi