Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin reddine dair karara karşı yapılan temyiz incelemesinde; Sanığın yokluğunda verilen 03.06.2014 tarihli mahkumiyet hükmünün, sorgusunda beyan ettiği adresine 11.07.2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanığın yasal süresi geçtikten sonra 21.07.2014 tarihinde temyiz inceleme başvurusunda bulunduğu anlaşılmakla ; temyiz isteminin reddine dair 22/07/2014 gün ve 2013/177 E. 2014/368 K. sayılı ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, bu karara yönelik başvurunun reddiyle ek kararın ONANMASINA, 2-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Sanığın katılana kendisinin Emniyet"ten aradığını, hesabından terör örgütüne para yardımı yapıldığını söylediği ve bu suretle katılanı dolandırdığı iddia olunan olayda; eylemin, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 14. Maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 07/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.