6. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/16120 Karar No: 2013/242 Karar Tarihi: 16.01.2013
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2012/16120 Esas 2013/242 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkemeden çıkan bir ortaklığın giderilmesi davası hakkındaki karara itiraz edilmiş. Ancak tebligat işlemi, kullanılan yöntem nedeniyle usulsüzdür. Tebligat Kanunu'nun ilgili maddelerine uygun şekilde tebligat yapılmaması nedeniyle, mahkeme kararı adı geçen davalılara yukarıda açıklanan yönteme uygun şekilde tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi ve bundan sonra temyiz incelemesi yapılması gerektiği kararlaştırılmıştır. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri Tebligat Kanunu'nun 20-21 ve Tüzüğün 28. maddeleridir. Ayrıca, Tebligat Kanunu'na 19.01.2011 tarihinde ilave edilen bir fıkra da belirtilmiştir. Bu fıkra, tebligat memuru tebliğ olunacak evrakı, muhatap için kayıt sistemine göre belirtilen adrese yapılacak teslimatı gerçekleştiremediğinde, ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırması ve ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağını öngörmektedir.
6. Hukuk Dairesi 2012/16120 E. , 2013/242 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Tebligat Kanunu"nun 20-21 ve Tüzüğün 28.maddesine göre muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazıp imzalaması gerekir. Öte yandan, Tebligat Kanunu"nun 21.maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere bir fıkra ilave edilmesine ilişkin 6099 sayılı Kanun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup maddeye ilave edilen bu fıkra hükmüne göre gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı öngörülmüştür. Ne var ki, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu"nun değişik 21/2.maddesinde belirtilen bu usule uygun olup olmadığının denetlenmesi bakımından, tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde belirtilen adres ile aynı olup olmadığının tebligat memurunca tebliğ zarfına yazılması zorunludur. Olayımızda, davalılar ..., ..., ... ve ..."ye çıkarılan hüküm Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, hükmün tebliğine ilişkin tebligat mazbatasında adresin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmemiştir. Bu durumda tebliğ işleminin Tebligat Yasası"nın değişik 21/2.maddesinde belirtilen usule uygun olduğu düşünülemez. Öte yandan, komşunun imzasını ya da imzadan imtina ettiğine dair şerhi içermediğinden ve komşuyu tespite yarayabilecek kapı nosu gibi bir bilgi de bulunmadığından tebligatlar bu haliyle de usulsüzdür. Tebligat Kanunu"nun 21/1.maddesinde belirtilen usule de uyulmamıştır. Bu nedenle mahkemece hükmün adı geçen davalılara yukarıda açıklanan yönteme uygun şekilde tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi ve bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.