Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/8064
Karar No: 2019/11651
Karar Tarihi: 23.12.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/8064 Esas 2019/11651 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/8064 E.  ,  2019/11651 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Kal

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı vekili, davacıya ait 11586 parsele 11587 parsel üzerindeki evle birlikte maliki olan davalı tarafından gerek fiilen kullanma gerekse taşkın inşaat nedeniyle müdahale edildiğinden davalının müdahalesinin men’i ile binanın kal’ini talep etmiştir.
    Davalı;davacıya ait parsel ile davalıya ait parsel üzerindeki yapıların yıllardır kullanılageldiğini, değişiklik yapılmadığını, herhangi bir tecavüzü bulunmadığından davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; verilen bilirkişi raporları özetlenmek suretiyle elatmanın, mülkiyet hakkının aşırı ve taşkın kullanılması niteliği taşıması gerektiği, elatma objektif ölçülere göre hoşgörü ve tahammül sınırları içerisinde kalmakta ise elatmanın önlenmesi kararı verilemeyeceği, taşkın kullanma yoksa hakimin olaya müdahale edemeyeceği, taşkın yapı için zararın doğması gerektiği, inşaat ve ek raporda belirtildiği gibi davacının 11586 nolu parseli 1.50 m2 alan kaybından dolayı kalan 1476.50 m2 alan ile değer kaybetmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava; elatmanın önlenmesi ve kal’e ilişkindir.
    Mahkemece 04.06.2015 tarihinde gidilen keşif sonrası alınan 05.06.2015 tarihli fen bilirkişilerinin düzenlediği raporda, elektronik alet ile yapılan ölçümlerin bilgisayar ortamında kadastral pafta ile birlikte karşılaştırıldığı davaya konu davalıya ait komşu parseldeki evin kuzey batı kısmının 1.50 m2 miktarındaki bölümünün davacının taşınmazına A harfiyle ve kırmızıyla gösterilen yerden tecavüz ettiği tespit edilmiştir. 10.06.2015 tarihli inşaat bilirkişisinin raporunda ise yeni taşıyıcı duvar yapılmak suretiyle binayı yıkmadan tecavüzün ortadan kaldırılabileceği, yıkılıp yeni duvar oluşturulmasının fahiş zarar oluşturacağı tespit edilmiştir. Yine 30.06.2015 tarihinde inşaat bilirkişisinden alınan ek rapora göre ise keşif sırasında dava konusu taşınmazlar arasında halihazırda kadastral sınırdan başka uygulanmakta olan başka sınırın olduğu, bu sınırın yıkılmış bahçe duvarının taş temelinden arsalar arasındaki zemin kotunun farklı oluşundan ve parseller üzerindeki bitki örtüsünden ve kullanımından en az 30 yıldır uygulanmakta olan bir sınır olduğu, bu nedenle ilk kadastro çalışmaları esnasında tersimat hatalarının olabileceği şüphesine varıldığı, davacının tecavüzlü yapının yapıldığı zamanda kadastral ölçüm yaptırmış olsa idi yapının tecavüzlü olmasını anlamasının mümkün olmadığı, tecavüzlü olduğunun navigasyon uydularından faydalanılan profesyonel GPS cihazının kullanılmaya başlanmasıyla mümkün hale geldiği, davalının başkasının taşınmazına elatmasını bilebilecek durumda olamayacağı, yapının kıymetinin taşınmazın işgal edilen alan değerinden fazla olduğu, davacının 11586 parselin 1.50 m2 alan kaybından dolayı kalan 1476,50 m2 alanıyla değer kaybetmeyeceği tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından 30.09.2015 tarihli celsede bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olup raporda sadece inşaattan bahsedildiği inşaat dışında 40 m civarında borular ve tuvalet çukurları hakkında herhangi bir düzenleme yapılmadığı belirtilmiştir.
    1.Dava çapa dayalı olarak açılmıştır. Bilindiği üzere; hukuk sistemimizde mülkiyet hakkı Türk Medeni Kanunu"nun 683 ve Anayasa"nın 35.maddesi gereğince korunmaya değer ayni bir hak olarak tanımlanmış ancak, kamu yararının gerekli kıldığı zorunlu durumlarda, yalnızca kanunla sınırlanabileceği kabul edilmiştir. Bunun dışında mülkiyet hakkına (TMK"nin 683/2) dokunulmasına izin verilmemiştir. Herkes mülkiyet hakkını bu sınırlar içerisinde dilediğince kullanmakta serbesttir ve hiç kimse bu hakkın kullanılmasına engel olamaz.
    Bu sınırlar içerisinde kalan taşınmaz mülkiyetinin haksız elatmalara karşı nasıl korunacağı da TMK"nin 683/2. maddesinde "Malik malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir" denilerek hükme bağlanmıştır. Ayrıca Anayasa"nın 35. maddesi de paralel bir düzenleme getirmiştir.
    Az yukarıda da açıklandığı üzere mahkemece keşif sonrası alınan fen bilirkişilerince düzenlenmiş raporda davalının taşınmazının davacının taşınmazına 1.50 m2 dahi olsa tecavüzlü olduğu tespit edilmiş olup mahkemece mülkiyet hakkına değer verilerek elatmanın önlenmesine ve taşan kısmın kal"ine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    2. Davacı dava dilekçesinde, davalının davacının taşınmazını gerek fiilen kullanarak gerekse taşkın inşaat yapmak suretiyle tecavüz ettiğinden bahsetmiş olup keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarına da 3. celsede yapmış olduğu itirazında inşaat dışında 40 m civarında borular ve tuvalet çukurları hakkında rapor düzenlenmediği belirtilmişse de Mahkemece bu hususta araştırma inceleme yapılmamış olması doğru görülmemiştir. O halde Mahkemece yapılması gereken iş, bu talep yönünden gerekirse yeniden keşif yapmak suretiyle alınan raporlar doğrultusunda olumlu veya olumsuz bir karar vermektir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi